bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- hamas bir terör örgütüdür16
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- futbolcu ismiyle nick almak11
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım10
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
populist bir tavır takınarak, suya sabuna dokunmayan, herkesin hoşuna gidebilecek türden zararsız, her daim mavi boncuk dağıtan entryler ile gayet de yükseltebileceğiniz bir değerdir. özellikle bu tarz entryleri bir de online yazar listesinin en yoğun olduğu saatlerde yazarsanız değmeyin keyfinize.
oysa sanat, belli bir hedef kitleye hitap eder şekilde şan, şöhret, maddiyat gibi kaygılar taşıyarak bir başkası için yapılmaz. yapılsa dahi bu uzun soluklu ve evrensel bir eser olamaz. ancak gelip geçici bir popüler kültür materyali haline dönüşür.
işte yazın da, bu şekildedir. her yazının, yazarının karakterini temsil eden farklı bir ruhu vardır. zaten yazar objektif olan değil alabildiğine subjektif olandır. özellikle de bahsi geçen yazı bir entry ise elbetteki yazar, bizim beğenimizi kazansa da kazanmasa da kendi düşüncelerini, kendi diliyle, kendi perspektifinden ifade edecektir.
bu açıdan karma , yazarın başarısını gösteren sağlıklı bir ölçütlendirme aracı olamaz.
zaten yanlışlar doğrular gibi azami izafiyet içeren olgular arasında orantı kurarak bir yargıya varmak da akla mugayir bir davranıştır.
yani üç yanlış bir doğruyu götürmez. yanlış yanlıştır, doğru doğrudur. yok sayılamaz ve birbirine indirgenemez.
bu sebeplerden dolayı, bir kimse hakkında daha sağ iken "merhumu nasıl bilirdiniz" minvalinden totaliter uygulamaları eshefle kınıyorum.
bizim felsefemizde karma yoktur. önümüze bir kap taşlı pirinç koymuşlarsa ve bu pirincin taşı fazla pirinç az ise pirinci ayıklarız, eğer kapta pirinç fazla taş az ise taşı ayıklarız.
yani bu kaptaki pirincin taşı fazla diye olduğu gibi çöpe dökmeyiz, ya da bu kaptaki prinç taşdan fazla diye taşlı pirinç pişirmeyiz. bizim amacımız daima değer aramaktır, kusur aramak değil. bizim amacımız üzüm yemektir, bağcı dövmek değil.
ne diyorum lan ben.
oysa sanat, belli bir hedef kitleye hitap eder şekilde şan, şöhret, maddiyat gibi kaygılar taşıyarak bir başkası için yapılmaz. yapılsa dahi bu uzun soluklu ve evrensel bir eser olamaz. ancak gelip geçici bir popüler kültür materyali haline dönüşür.
işte yazın da, bu şekildedir. her yazının, yazarının karakterini temsil eden farklı bir ruhu vardır. zaten yazar objektif olan değil alabildiğine subjektif olandır. özellikle de bahsi geçen yazı bir entry ise elbetteki yazar, bizim beğenimizi kazansa da kazanmasa da kendi düşüncelerini, kendi diliyle, kendi perspektifinden ifade edecektir.
bu açıdan karma , yazarın başarısını gösteren sağlıklı bir ölçütlendirme aracı olamaz.
zaten yanlışlar doğrular gibi azami izafiyet içeren olgular arasında orantı kurarak bir yargıya varmak da akla mugayir bir davranıştır.
yani üç yanlış bir doğruyu götürmez. yanlış yanlıştır, doğru doğrudur. yok sayılamaz ve birbirine indirgenemez.
bu sebeplerden dolayı, bir kimse hakkında daha sağ iken "merhumu nasıl bilirdiniz" minvalinden totaliter uygulamaları eshefle kınıyorum.
bizim felsefemizde karma yoktur. önümüze bir kap taşlı pirinç koymuşlarsa ve bu pirincin taşı fazla pirinç az ise pirinci ayıklarız, eğer kapta pirinç fazla taş az ise taşı ayıklarız.
yani bu kaptaki pirincin taşı fazla diye olduğu gibi çöpe dökmeyiz, ya da bu kaptaki prinç taşdan fazla diye taşlı pirinç pişirmeyiz. bizim amacımız daima değer aramaktır, kusur aramak değil. bizim amacımız üzüm yemektir, bağcı dövmek değil.
ne diyorum lan ben.
güncel Önemli Başlıklar