bugün

dinin bilime ayak uydurma çabası

bilimin eninde sonunda dine ulaşacak olması deyip geçilesi çaba. çalışıp çabalayan ve tıkandığı yerde "birgün bunu da aşacağız" azmi ile takdirimi kazanan bir kavramdır bilim. ama keşfettiği şeyler aslında anlatılan şeyler.

depremler, fay hatları, ampul, big bang, hücre, b12 minerali, elementler, cebelitarık boğazı, bal mucizesi, zeytinyağının faydaları, incirin emziren bayanlara faydaları, atmosferin tabakaları, anne karnının en mükemmel ses ve ısı yalıtımına sahip olması, genetik, biyoloji, zooloji...ulan aklıma ha diyince gelenler bunlar. bir tek kırmızı şarabın faydasını anlatmadı bana dinim. onu da zaten bir hafta milliyet cumartesi savunuyor, bir hafta hürriyet kelebek yalanlıyor. haydar dümen de "az için yoksa pipiniz kalkmaz" diye tartışmaya ortak.

bilim eninde sonunda dine ulaşacaktır. yeter ki azmini yitirmesin. sizler alim isminin boşuna mı 99'dan 1 tanesi olduğunu zannediyorsunuz.

eleştirilerin geldiği yer ise şu cümlede toplanır; "bana kuran'da olan ama bilimin ulaşmadığı bir bilgi söyle ben de müslüman olayım". burada soran kişinin kafası en fazla turan dursun kadar çalışır ve bu da beklentilerin zaten çokça altındadır. ben diyorum ki kuran 6666 ayettir. bu ayetlerde edebi bir mucize kaabilinden bir ayetin bahsettiği birden fazla mana vardır.*. benden kuranı yazan benmişim gibi hadi bana anlat demen salakça, kuranı 6666 ayette her boku anlatan ve de bunlara ek olarak fen bilgisi kitabı sanmak ise aptalcadır.

kuran senin babandan başlayan ananda biten yolculuğunu anlatmış. seni yaratan sana bu derece saçmalama özgürlüğü vermiş. bilim bile seni izah edemezken kuran izah etmiş "bilselerdi..." diyerek. gör bak birgün bilim seni de formülüze edecek ve benim tezimin referansı sen olacaksın.