bugün

türk halkının sinema anlayışı

sinemadan anlamayan bir kitle olduğu gibi bir kitle daha var ki ben onu anlatacağım. onlar daha komik.

söz bir şekilde recep ivedik'ten açılır, daha önceden hazırlanmış bu sinema tutkunu, çıtır sinefil "ben recep ivedik izlemiyorum, ilkine gittim ama zorla götürdüler ikincisine asla gitmem, bu arada biliyor musun ben de film koleksiyonuna başladım, hepsi orjinal üstelik, kıydım paraya aldım, bana film önerir misin" der.

işte burada soru yöneltilen konumunda olan kitle, bir doktor edasıyla yaklaşmalıdır bu çıtır sinefil'e. dogma, bağımsız, noir, kült allh ne verdiyse bir girişeyim ben buna düşüncesiyle hareket etmemelidir. başlangıçta mesela ne olabilir, bir geçmişin gölgesinde, seven, şeytanın avukatı olabilir mesela ama daha fazlası kesinlikle değil.

ama gıcıksanız da dayayın derim 2001 space odyssey'i, otomatik portakal'ı, beş engel'i, yazgı'yı, karanlıkta dans'ı son olarak da kayıp otobanı önerin bir daha öneri falan istemesin kimseden, öğrensin, sevsin kendi kendine.

ayrıca türk halkının sinema anlayışının gülmekli ve ağlamaklı film izlemek olduğunu söylemek oldukça kolay bir tespit. bunun altında yatan sosyokültürel sebepleri konuşsak sayfalar yetmez. gülsün ağlasın işte insanlar, sen bak keyfine.