bugün
- tebriz'i vurmak bizi vurmaktır22
- israil'i türklere dost sanmak13
- iran kağıttan kaplandır23
- 13 haziran 2025 iran'ın israil'e saldırması15
- anın görüntüsü14
- baklava abartılmış balon bir tatlıdır9
- osimhen liverpool pendik gs11
- neydi o şarkının adı yaa21
- hangi sözlük kızı daha güzel22
- en son ne yediniz11
- düşün ki o bunu okuyor14
- 13 haziran 2025 israil'in iran'a saldırması44
- iranın ırzına geçilmiş8
- akp döneminde israil'in coşması13
- allah8
- allah neden israili durdurmuyor8
- true yu neden evlendiremiyoruz15
- kendisini taciz eden adama gününü gösteren kadın9
- işe evden yemek götürmek20
- ay tırnağım kırıldı diyen erkek13
- en son neye şaşırdınız10
- pizzanın 500 tl olması saçmalığı12
- taylanda giden erkek9
- sakız adasında sakızlı muhallebi yemek19
- kürdün en büyük dostu türk tür23
- bahçeli demek binlerce yıllık devlet aklı demektir25
- yemek yerken izlemelik şeyler9
- 11 haziran 2025 ortadoğu daki hareketlilik19
- leroy sane28
- galatasaray8
- baba olmak12
- sözlükte emek vermek10
- suya fahiş zam9
- daha güzeliyle tanışınca önceki kadını unutmak13
- erkek erkeğe 69 yapmak8
- şeriat9
- bütün vajinaların aynı olması8
- sudekiray8
- ellerim yorulsun stemiyorum19
- çocuğunun ciğerinden et yesin de iyileşemesin11
- gençler evlenmek değil dünya'yı gezmek istiyor11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- bu gömlek ne renk9
- türkiye'de akıl verme kültürü14
- seks sırasında arabanın kaportasının göçmesi9
- gaziosmanpaşa belediyesi'nin akp'ye geçmesi13
- yeni akit'in ferdi zeyrek karikatürü9
- 2 yıllık bölümü 4 yılda bitirmek8
- prenses erkek11
varlık nedir? düşünürler, binlerce yıldır, varlığın tam olarak ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorlar. bir şeyin ne olduğunu öğrenmek için o şeyin ne olduğunu bilmek gerekir. dolayısıyla; sorulması gereken ilk soru; bilmenin ne demek olduğu ile ilgilidir. "bilgi nedir?" sorusunu doğru cevaplamadan "varlık nedir?" sorusunu doğru cevaplamak mümkün değildir. bu bağlamda; epistemoloji, her zaman için ontoloji'den öncedir.
olgularla aramızdaki zihinsel ilişki inançlarla kurulur. birimiz üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanırken, birimiz dört kenarlı bir üçgenin var olduğuna inanabilir. normal olarak, ikimizin de haklı olması mümkün değildir. peki haklı olanı haklı yapan gerekçe nedir? üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanan niye haklıdır? çünkü üçgenlerin üç kenarı olması bir olgudur. inanç-olgu ilişkisi doğru kurulduğunda olgu ile ilgili inancımızda haklı oluruz. inanç ahlakı tam da burada devreye girer, o olmadan olgularla ilişkimizde haklı olamayız. clifford'un, inanç ahlakı isimli eserindeki "bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak herkes için her zaman ve her yerde yanlıştır." ifadesine bu açıdan yaklaşmak ufuk açıcı olacaktır. biz, herhangi bir şeye, yeterli kanıta dayanarak inandığımızda o şey ile ilgili haklı oluruz. o şey ile ilgili haklı olmamız, bizim o şeyin doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmamız demektir. bunun adı da bilmektir. demek ki bilmek, doğru inanmak demektir. böylelikle bilginin doğru inanç olduğu sonucuna varırız.
bilgi tanımından sonra aklımıza gelebilecek sorulardan biri; bilginin bir inanç türü olmasından dolayı bize bağımlı olup olmadığı konusudur. doğru inancın varlığını inceleyerek bu konudaki merakımızı giderebiliriz. "doğru inanç vardır." önermesinin zıttına, yani; "doğru inanç yoktur." önermesine baktığımızda bu önermenin hiçbir zaman doğru inanç olamayacağını görürüz. bu da "doğru inanç vardır." önermesinin her zaman doğru inanç olduğunu gösterir. o halde; bilgi, her zaman var olmadığımızı kabul ettiğimizde; biz insanlardan bağımsız olarak vardır.
doğru inancın bizden bağımsız olarak var olduğunu kabul ettik. ancak; doğru inanç, doğası gereği, doğru inanana muhtaçtır. doğru inancın sürekli var olduğunu ispatladığımızdan, onu sürekli var eden en azından bir doğru inananın varlığı zorunludur. her zaman doğru inanan, tek midir, yoksa birden fazla mıdır? her zaman doğru inanan, hiç yanılmayacağından ve bu da ancak her zaman doğru inananın her şeyi bilmesi ile mümkün olacağından; doğru inanan, her şeyi bilendir. her şeyi bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. sadece zamanı ve mekanı her tarafından kuşatıp gözeten zamanın ve mekanın içindeki tüm olayları bilebilir. yani; mutlak bilen, mekanı her tarafından kuşattığından tektir. bilen, doğru inancı sürekli var ettiğinden, aynı zamanda var edendir. var eden; her zaman doğru inanan ve her şeyi bilendir. evet, artık "varlık nedir?" sorusu ile ilgili konuşma ehliyetine sahibiz. var olan; var eden ve var edilenlerdir.
olgularla aramızdaki zihinsel ilişki inançlarla kurulur. birimiz üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanırken, birimiz dört kenarlı bir üçgenin var olduğuna inanabilir. normal olarak, ikimizin de haklı olması mümkün değildir. peki haklı olanı haklı yapan gerekçe nedir? üçgenlerin üç kenarı olduğuna inanan niye haklıdır? çünkü üçgenlerin üç kenarı olması bir olgudur. inanç-olgu ilişkisi doğru kurulduğunda olgu ile ilgili inancımızda haklı oluruz. inanç ahlakı tam da burada devreye girer, o olmadan olgularla ilişkimizde haklı olamayız. clifford'un, inanç ahlakı isimli eserindeki "bir şeye yetersiz delile dayanarak inanmak herkes için her zaman ve her yerde yanlıştır." ifadesine bu açıdan yaklaşmak ufuk açıcı olacaktır. biz, herhangi bir şeye, yeterli kanıta dayanarak inandığımızda o şey ile ilgili haklı oluruz. o şey ile ilgili haklı olmamız, bizim o şeyin doğruluğundan emin olma hakkına sahip olmamız demektir. bunun adı da bilmektir. demek ki bilmek, doğru inanmak demektir. böylelikle bilginin doğru inanç olduğu sonucuna varırız.
bilgi tanımından sonra aklımıza gelebilecek sorulardan biri; bilginin bir inanç türü olmasından dolayı bize bağımlı olup olmadığı konusudur. doğru inancın varlığını inceleyerek bu konudaki merakımızı giderebiliriz. "doğru inanç vardır." önermesinin zıttına, yani; "doğru inanç yoktur." önermesine baktığımızda bu önermenin hiçbir zaman doğru inanç olamayacağını görürüz. bu da "doğru inanç vardır." önermesinin her zaman doğru inanç olduğunu gösterir. o halde; bilgi, her zaman var olmadığımızı kabul ettiğimizde; biz insanlardan bağımsız olarak vardır.
doğru inancın bizden bağımsız olarak var olduğunu kabul ettik. ancak; doğru inanç, doğası gereği, doğru inanana muhtaçtır. doğru inancın sürekli var olduğunu ispatladığımızdan, onu sürekli var eden en azından bir doğru inananın varlığı zorunludur. her zaman doğru inanan, tek midir, yoksa birden fazla mıdır? her zaman doğru inanan, hiç yanılmayacağından ve bu da ancak her zaman doğru inananın her şeyi bilmesi ile mümkün olacağından; doğru inanan, her şeyi bilendir. her şeyi bilen, zaman ve mekan içindeki her olayı bilir. sadece zamanı ve mekanı her tarafından kuşatıp gözeten zamanın ve mekanın içindeki tüm olayları bilebilir. yani; mutlak bilen, mekanı her tarafından kuşattığından tektir. bilen, doğru inancı sürekli var ettiğinden, aynı zamanda var edendir. var eden; her zaman doğru inanan ve her şeyi bilendir. evet, artık "varlık nedir?" sorusu ile ilgili konuşma ehliyetine sahibiz. var olan; var eden ve var edilenlerdir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar