bugün
- mert hakan yandaş30
- atatürk olmasaydı türkler köle olurdu14
- rte sevdalisi13
- jose mourinho9
- atatürk'ün başarısız bir komutan olması16
- tek yumrukla bayıltırım dediğiniz yazarlar13
- fenerbahçe taraftarı9
- 16 mart 2025 fenerbahçe samsunspor maçı31
- yemek sonrası çay içmek8
- yumurtalı pideyi kim yiyor13
- doğum günün kutlu olsun bik bik16
- akp türkiyesi vs komünist çin de yaşamak9
- arkadaşlar kaza yaptım10
- sözlükteki aktroll artışı11
- ekşi sözlük10
- sözlüğün en azgın yazarı16
- true nickli yazar20
- anın görüntüsü20
- ümit özdağ türkiye'nin ana muhalefet lideridir10
- imamoğlu'nun amedsporu desteklemesi17
- bir erkeğin en büyük hayali14
- true yu dövecek yazarlar13
- ulan ne yakışıklı adamsın dedi bakkalcı10
- erdoğanın 92 yaşındaki dedeye elini öptürmesi8
- kafakoparan dede9
- canik belediyesi'nin çocouklara yaptığı jest13
- sağlıkçıyla evlenmek14
- yaren leylek18
- 0 0 716
- yüksek enflasyon12
- 0 0 7 yetkili olsun kampanyası10
- 007 abiyi rahat bırakın sitemi9
- 4 yıldır bir kızı unutamamak13
- iett hezarfeni8
- seninle merso almak için çabalayacağım diyen kız19
- 0 0 7 abimizin vasiyetname yazması19
- bugünde merso alamadan uyumak19
- sahurdayız uludağ sözlük28
- sözlük ölmüş20
- iyi geceler11
- en sevmediğiniz ülkeler8
- arkadaşlar bakar mısınız bi8
- ilgi hastası kadın18
- sevilen kamyon arkası sözleri11
- martin eden9
- v a m p i r o v9
- victor osimhen14
- aykolik ve gülşen benzerliği9
- 14 mart 2025 gözaltına alınmam rezaleti61
- malum şahsı cimere şikayet etmek8
kim ne derse desin ne kadar haklıysa o kadar da haksız oldukları durum.
yaşanan durum aynen şudur: vatandaş, yurttaş, birey bilinci oluşmamış toplumların kabile kültürüyle makamların kutsallaştırılmasıdır.
tabi ki makamların saygınlığı vardır. olmalıdır ve korunmalıdır ama makamlar kutsallaştırılamaz.
eğer makamlar kutsallaştırılırsa vatandaşa hizmet için o görevde olan ve yediği ekmek o vatandaşın parasıyla boğazından geçen, o makamın var olması ve kendisinin o makamda olmasına neden olan vali vatandaşa "gavat" cumhurbaşkanı da vatandaşa "sürtük" der.
ne bileyim, bazen görüyoruz...
mahkeme veya dava konularına muhatap olmamış yaşlı teyzenin savcı kadına veya hakim kadına, ya da kadın avukata "canım kızım, bu böyle oldu..." diye söze başlarken birden "bana canım kızım diyemezsin. burası mahkeme salonu" diye birden çıkışmamak insanı azarlamamak lazım.
iç işleri bakanı, başbakan, cumhurbaşkanı olarak bir köye gidince orada mülki idare amiri (vali veya kaymakamın) haksızlığı iş bilmezliği liyakatsizliği yüzünden yaşanan mağduriyeti dile getiren yaşlı amcanın "bu adam yüzünden oldu" diye dert yandığında yine kalkıp "sen bu adam diyemezsin, sayın vali diyeceksin" diye de çıkışmamak insanı azarlamamak lazım.
hele ki o an içinde bulunduğunuz şartlar - durumdan kendinizi soyutlayarak makam saygı diye de böbürlenmemek lazım ki o zaman ne makama ne şahsınıza duyulan saygı kalmaz.
unutmayınız ki ne iş yaparsanız, hangi makamda olursanız olun; ister bir kral olun, isterse kamu kurumunda çaycı olun, ne olursanız olun önce insansınız.
aynı zamanda da o makamın yegane temeline ve sizin de o makamda olmanıza vesile olana asıl sayısızlığı siz etmiş olursunuz.
birden kalkıp içinde bulunulan durumun getirdiği diyaloğun ana temasını makama bağladığınızda sizin o makamın, kurumun envanterinde kayıtlı olan bir demirbaş; masa, sandalye veya taşınmazı olan binadan farkınız kalmaz.
tabi ki burada lakaytlık, seviyesizlik, saygısızlık, olsun ve hoş görülsün denmiyor. burada kurumların aynı zamanda da o kurum-yapılarda kişilerin makamı harici saygısı olmasın da denmiyor.
sadece eşyayı tabiatı dışında değerlendirmemek gerekir. bunu anlatmaya çalışıyorum.
yaşanan durum aynen şudur: vatandaş, yurttaş, birey bilinci oluşmamış toplumların kabile kültürüyle makamların kutsallaştırılmasıdır.
tabi ki makamların saygınlığı vardır. olmalıdır ve korunmalıdır ama makamlar kutsallaştırılamaz.
eğer makamlar kutsallaştırılırsa vatandaşa hizmet için o görevde olan ve yediği ekmek o vatandaşın parasıyla boğazından geçen, o makamın var olması ve kendisinin o makamda olmasına neden olan vali vatandaşa "gavat" cumhurbaşkanı da vatandaşa "sürtük" der.
ne bileyim, bazen görüyoruz...
mahkeme veya dava konularına muhatap olmamış yaşlı teyzenin savcı kadına veya hakim kadına, ya da kadın avukata "canım kızım, bu böyle oldu..." diye söze başlarken birden "bana canım kızım diyemezsin. burası mahkeme salonu" diye birden çıkışmamak insanı azarlamamak lazım.
iç işleri bakanı, başbakan, cumhurbaşkanı olarak bir köye gidince orada mülki idare amiri (vali veya kaymakamın) haksızlığı iş bilmezliği liyakatsizliği yüzünden yaşanan mağduriyeti dile getiren yaşlı amcanın "bu adam yüzünden oldu" diye dert yandığında yine kalkıp "sen bu adam diyemezsin, sayın vali diyeceksin" diye de çıkışmamak insanı azarlamamak lazım.
hele ki o an içinde bulunduğunuz şartlar - durumdan kendinizi soyutlayarak makam saygı diye de böbürlenmemek lazım ki o zaman ne makama ne şahsınıza duyulan saygı kalmaz.
unutmayınız ki ne iş yaparsanız, hangi makamda olursanız olun; ister bir kral olun, isterse kamu kurumunda çaycı olun, ne olursanız olun önce insansınız.
aynı zamanda da o makamın yegane temeline ve sizin de o makamda olmanıza vesile olana asıl sayısızlığı siz etmiş olursunuz.
birden kalkıp içinde bulunulan durumun getirdiği diyaloğun ana temasını makama bağladığınızda sizin o makamın, kurumun envanterinde kayıtlı olan bir demirbaş; masa, sandalye veya taşınmazı olan binadan farkınız kalmaz.
tabi ki burada lakaytlık, seviyesizlik, saygısızlık, olsun ve hoş görülsün denmiyor. burada kurumların aynı zamanda da o kurum-yapılarda kişilerin makamı harici saygısı olmasın da denmiyor.
sadece eşyayı tabiatı dışında değerlendirmemek gerekir. bunu anlatmaya çalışıyorum.
güncel Önemli Başlıklar