meyve

meyve: farsça meve veya mive kelimesinden gelir. geçtiği en eski eser 1300'ler mukaddimetü'l-edeb adlı eserdir.

elma: öz türkçedir. 1070 yılı divan-i lugat-it türk eserinde hem almıla hem alma olarak geçer. moğolca karşılığı elçin kelimesidir.

portakal: italyanca portogallo (portekiz) kelimesinden gelir. ilk olarak 1800'ler kenz-ül iştiha tercümesi adlı eserde portekiz turunç meyvesi olarak geçer.

üzüm: öz türkçedir. -üz koparmak demektir. ilk olarak 1070 yılı divan-i lugat-it türk eserinde üzüm olarak geçer.

kiraz: yunanca kerasi kelimesinden gelir. ilk olarak 1300'ler codex cumanicus eserinde kiras olarak geçer.

armut: farsça urmod-armud kelimesinden gelir. ilk olarak 1070 yılı divan-i lugat-it türk eserinde armud olarak geçer.

kavun: öz türkçedir. uygurca kaynaklarda aslı kağun veya kabun'dur.

karpuz: yunanca karpos kelimesinden gelir. 1300'ler kitabü-l idrak adlı eserde karbus olarak geçer.

muz: arapça mevz veya muz, farsça moz kelimesinden gelir. geçtiği en eski kaynak evliya çelebi seyahatnamesidir.

şeftali: farsça şaftalu (şaft; kaba ve alu; erik anlamındadır) en eski kaynak 1500'ler kitabü-l idrak haşiyesi'dir.

çilek: lisanımıza, çigelek kelimesinin değişimi ile oluşmuştur. çige, meyvenin etli-sulu kısmına verilen addır. 1533 yılı regola del parlare turco adlı eserde çiyalak veya çigelek olarak geçer.

nar: farsça nar-anar-enar kelimesinden gelir. 1341 tezkiret-ül evliya eserinde nar veya enar olarak geçer.