bugün

esenler otogarı

Bir zamanlar buradan, haftada iki kere şampiyon hersekli veya nişikli arabalarına binerdim. Rezil bir yerdi ama mekan olarak resmen esenler otogarı ile muhatap olmazdım.

Bir şey yemez, tuvalete girmez, bir şeye dokunmazdım. Belki o kadar pis değildi; kaldı ki, hiç de hanım evladı sayılmam, ama burayı sevemedim. Esenler otogarı’nı sevmemeye, daha otogarı görmeden başlarsın aslında.. abuk subuk semtlerden, pis ara sokaklardan girer-çıkar, yokuşlar çıkar, bilmem neler yapar ve daha mekanın kendisiyle muhatap olmadan bir içsel itki hissedersin.. ya da hissederdim, diyelim.