immanuel wallerstein

bir sosyolog. hakkındaki en mühim tartışma isminin "vollırştayn" mı yoksa "vollırştiyn" mi yoksa "vollırstin" mi diye okunması gerektiğidir. evet.

fikriyatına gelecek olursak, günümüzde biraz popüleritesini yitirmiş olsa da "world system" teorisini ortaya atmıştır. tüm zamanların sosyal bilimleri en çok etkilemiş teorilerden biridir bu.

wallerstein'a göre günümüzde dünya düzenindeki her çeşit eşitsizlikler ve çatışmalar early modern period denen yani erken modern dönemde köklerini bulur. erken modern dönem dediği 1450-1750 tarihleri arasındadır. wallerstein'a göre bu dönemde en az üç çeşit (dört de denebilir) medeniyet oluşmuştur. bunlardan birisi "core societies" dediği "merkez" toplumlardır. merkez toplumlar merkantalist devirde gelişmelerini büyük ölçüde tamamlamışlardır, endüstri devrindeki kadar olmasa da ihtiyaç fazlası üretim yapabilmektedir ve bu üretimleri güçlü denizcilik sistemleri sayesinde uzak kıyılarda pazarlayabilmektedir. pazarladıkları ülkeler "periphery" diye tabir ettiği "çevre" ülkelerdir. gemiler bu ülkelere giderler, kendi ülkelerinde ucuz iş gücü de vardır, çünkü köyler mülksüzleşmiştir, ve çevre ülkelere son ürünleri pazarlarlar. o ülkelerde dış satımını yaptıktan sonra dönen gemiler çevre ülkelerden ucuza aldıkları export ürünleri ki çoğunlukla ham maddedir bunlar, kendi ülkelerine getirip bunları işlerler. merkez ülkeler ayrıca askeri olarak da güçlüdür. çevre ülkenin direndiği noktada pazarı dünyaya açabilmek için şiddet kullanmakta gecikmez. mesela çin örneği ya da hindistan örneği önemlidir. çevre dediğimiz ülkeler de dediğimiz gibi merkez ülkeler kadar gelişmemiştir, adım adım çevreleştirilir, dış etkilere direnemez, ülkelerinde bir komprador burjuvazi oluşur, hammadde ithal eder, son ürün satın alır, köylüsü bağımsızdır, ucuz iş gücüne sahip değildir ve sermaye birikimi yapamaz. üçüncü kategoride de işte sistem dışı unsurlar var. erken dönemdeki japonya mesela. ve wallerstein'e göre merkez ülkeler daima merkezde çevre ülkeler de daima çevrede kalacaktır. şüphesiz essentialist bir yaklaşım. gerçi bakıldığı zaman sovyetler birliği, çin, nazi almanyası gibi çeşitli oluşumlar dünya sisteminin kendi yararına işlemediğini görüp kendileri dış dünyaya kapatmışlardır geçmişte. ama hiçbirisi son kertede dünya sisteminin dışına tam anlamıyla çıkamamıştır. öte yandan japonya ve güney kore gibi ülkeler de merkezleşebilmiştir. ve ek olarak wallerstein kültür denen şeyi göz ardı eder. ve teorisi aslında dünyanın tamamını kapsayamaz. bu açıdan evrensellik sorunu da vardır.