bugün

ev arkadaşı

oyleleri vardır ki, onu ev arkadaşı diye tanımlamak yetersiz kalır, başka anlamlar yüklemek istersin. bir süre sonra bir bakarsın o anlamı kendisi coktan kazanmış bile. ondan başkasıyla olmak zorunda kaldığında beklersin yine anlamını kendisi kazansın diye. aslında tanıdıktır, bildiktir. her başlangıcın verdiği heyecan gibi her şeyin mükemmelliğine inanırsın. adapte olma zorunlulugunun gereğidir belki de, bilemezsin. kendine geldiğinde bir bakmışsın bir şeyler eksik. zamanla yabancılaşmayı sakinlikle izlersin, geçicidir dersin, birlikte geçirilen yılların gücüne inanırsın. bir süre sonra da kaybetmemek adına korumaya çalıştığın her şeyden aslında çoktan vazgeçildiğini görürsün. kontrolünün dışında gelişen her şey canını sıkmaya başladığında kendini kayırmak zorunda kalırsın. bu sefer de kalanları korumaktır derdin. yılgınlıkla çabalarsın. boşa zaman kaybıdır aslında, kırıldıkça anlarsın...

not: gerçekten yılgınlıkla yazdım, nasıl bağlayacağımı bilemedim. soyutta kayboldum. *