bugün

ruhi su

ruhi su, halk müziğinin ve bağlamanın dönüm noktalarından biridir. basbariton sesiyle ve bağlama çalış tarzıyla bir çok türküyü adeta yeniden yaratmış, taşralısını da kentlisini de müziğinin zemininde, aynı duygularla buluşturabilmiştir. ayrıca kendisine ait bir çok bestesi vardır ve önemli bir kısmı dönemin şartlarından etkilenmiş protest tarzda türkülerdir. şişli meydanında üç kız, ellerinde pankartlar, dinleyin arkadaşlar gibi besteler ruhi su'nun eseridir. yetiştirdiği öğrencileri de ruhi su'nun gölgesinde kendilerine has tarzlar oluşturabilmiştir. sadık gürbüz ve sümeyra en bilinen iki öğrencisidir.

ruhi su benzeri bir halk müziği ustası her durumda türkülerin ve halk kültürünün gidişatına yön verecek, çeki düzen getirebilecek niteliğe sahiptir. mevcut duruma şöyle bir göz atarsak; türkü söylediğini iddia edenlerin çok büyük bir kısmı birbirinin kopyası. kadınların hemen hepsinin sesi ağlak, sözler acılı arabesk, müzik ise berbat. sadece bu türde yayın yapan kanalları ya da radyoları dinlediğinizde bütün gün aynı şarkıyı dinliyormuş hissine kapılıyorsunuz. işte böyle bir ortamda bile böyle bir yetenek, halk müziğinin gidişatını değiştirebilecek bir güce sahiptir.

ruhi su konserlerine çıkmadan önce hazırladığı repertuara sadık olan bir sanatçıymış. bendeki kasetlerin birinde, söylediği türkü bittikten sonra her ağızdan farklı bir türkü adının çıktığı seyircilere ruhi su: "şimdi bize bırakın, şimdi bize bırakıın" diye hafiften azarlıyordu. kimi zaman daha sert konuştuğu da söylenegelir. peçeteye yazılan her şeyi okuyanlardan kat be kat daha saygılı bir davranıştır bu.
türkülerinin toplandığı 25 albümü hemen her yerde bulabilirsiniz. ama bazı kayıtlarına ulaşamadığı da biliniyor.

dönemin şartları deyip geçebilirsiniz, çok klasik bir tavır da diyebilirsiniz ama ruhi su'nun müziğinden bahsediyorsak onun nasıl öldüğünden daha doğrusu öldürüldüğünden de bahsetmek gerek. dünyanın herhangi bir yerinde baştacı edilecek bu üstadı devlet, komünistlikten ötürü hapisanelere tıkmıştır. son yıllarında kemik kanseri teşhisi konulduğunda tedavi görmek için almanya'ya gitmek istemiş ancak kendi kendisinin bekaasından sorumlu necip devletimiz ruhi su'nun pasasportunu yenilemeyip ölüme terk etmiştir. türkülerinde bahsettiği halkının acısından kendisi de payını almıştır böylece.