bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı26
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor11
- anın görüntüsü20
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok10
- jose mourinho23
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi26
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- en dindar özelliğiniz31
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
natsume soseki adlı japon yazarın türkçeye 'gönül' ismiyle çevrilmiş eseridir ki kokoro zaten kalp, yürek gibi anlamlara gelir.
üç bölümden oluşur ve bölümler şu şekildedir;
-sensei and ı
-my parents and ı
-sensei and his testament
son bölüm kitabın iki ana karakterinden biri olan sensei'in intihar mektubudur.
ve japonyada liselerde bu bölüm tek başına bir kitapmış gibi okutulur.
kitapta modernite ve gelenek, taşra ile şehir ve baba figürlerinin karşılaştırılması vardır.
şehirdeki ölümler hep doğal olmayan şekildedir. karakterler intihar ederler veya cinayete kurban giderler. taşra ölümleri ise doğaldır. yaşlılıktan veya hastalıktan dolayı meydana gelirler.
kitaptaki bütün baba figürleri hastadır.
anlatıcının (narrator) babası fiziksel, sensei ruhsal, imparator fiziksel, general nogi ruhsal hastalardır.
kitabın en başında sensei ile anlatıcının tanışmasına ve samimileşmesine şahit oluyoruz. anlatıcı diyorum çünkü anlatıcı kendinden hep 'ı' yani 'ben' olarak bahsetmiş.
sensei'in adını da bilmiyoruz aynı şekilde. narrator ona sensei demek istiyor kendinden yaşça büyük olduğu ve onu bilge gördüğü için.
yıllar geçiyor kitapta, narrator üniversiteye gidiyor, mezun oluyor, iş arıyor...
ancak sensei bu kadar zaman içinde asla anlatmadığı bir sır saklıyor.
her ay mezarlığa birini ziyarete gidiyor ve kimsenin kendisiyle gelmesini istemiyor.
kimin mezarını ziyarete gittiğini kitap sonunda öğreniyoruz.
sensei her zaman karanlık, depresif, fazla duygu iniş-çıkışları yaşamayan bir adam.
anlatıcımız ise 18-25 yaşları arasında meraklı ve öğrenmeye istekli bir genç.
sensei evli bir adam. eşinin ismi shizu.
kitabın sonunda sensei intihar ediyor. tabii bu anlatılmıyor bize. nasıl öldüğü vesayire. kendini cezalandırıyor mu yoksa ödüllendiriyor mu? çünkü budizmde ölüm yeniden doğuşa işaret ediyor ve bu umut demek.
shizu ve sensei'in hiç çocuğu olmamış. narrator neden diye sorduğunda sensei 'divine punishment' yani 'tanrı cezalandırması' diyor.
buradan sensei'in bir vicdan azabı içinde olduğunu anlayabiliriz.
kitabın sonunda, sensei'in intihar mektubunda öğreniyoruz ki k. isimli bir arkadaşı varmış gençken. tam ismini öğrenemiyoruz. soseki bolca sembol kullanmış isimleri seçerken bile.
sensei'in gençliğindeki bu arkadaşı ailesiyle çeşitli problemler yaşıyor sensei hep yanında ancak ikisi daha sonra aynı kıza aşık oluyor.
sensei'nin bundan haberi var ancak k.' nin yok.
ve arkadaşına ihanet edip hiç ona söylemeden kızın büyüğüne gidip onunla evlenmek istediğini söylüyor.
k. bunu baya sonra öğreniyor ve zaten dipte olan k. daha fazla yaşamanın bir anlamı olmadığını düşünerek ve sensei'ye bir not bırakarak şahdamarını keserek intihar ediyor.
yıllar boyunca sensei bununla güçlükle başa çıkıyor. k. nin ölümünden sonra gitgide içine kapanıyor. sevdiği kızla evleniyor ancak o bile onu mutlu edemiyor ve en sonunda dayanamayarak uzunca bir mektubu tüm bunları, gençliğinden başlayarak anlatıp narrator'a bırakıyor.
çünkü narrator her zaman bunları merak etmişti ve sensei anlatacağına söz vermişti.
kim bilirdi bu şekilde bir intihar mektubuyla anlatacağını?
benim beğendiğim, okuması kolay, akıcı, içinde gerçek anlamda boooolca semboller ve foreshadowingler bulunan * bir kitap.
sonunda üzerinde bolca düşünebileceğinize inanıyorum ancak kitabın yazıldığı dönem hakkında bilginiz yoksa kavrayamayacağınızı düşünüyorum.
kitabın meiji restorasyonu dönemine bolca göndermesi var. bu değerlerin üzerinde durmasının sebebi yazarın doğumunun o döneme denk gelmiş olması olsa gerek.
epistolary novel diyebiliriz. çünkü kitap içindeki mektup ve telegramlar bize kitap içinde bir kitap var olduğu hissini veriyor.
üç bölümden oluşur ve bölümler şu şekildedir;
-sensei and ı
-my parents and ı
-sensei and his testament
son bölüm kitabın iki ana karakterinden biri olan sensei'in intihar mektubudur.
ve japonyada liselerde bu bölüm tek başına bir kitapmış gibi okutulur.
kitapta modernite ve gelenek, taşra ile şehir ve baba figürlerinin karşılaştırılması vardır.
şehirdeki ölümler hep doğal olmayan şekildedir. karakterler intihar ederler veya cinayete kurban giderler. taşra ölümleri ise doğaldır. yaşlılıktan veya hastalıktan dolayı meydana gelirler.
kitaptaki bütün baba figürleri hastadır.
anlatıcının (narrator) babası fiziksel, sensei ruhsal, imparator fiziksel, general nogi ruhsal hastalardır.
kitabın en başında sensei ile anlatıcının tanışmasına ve samimileşmesine şahit oluyoruz. anlatıcı diyorum çünkü anlatıcı kendinden hep 'ı' yani 'ben' olarak bahsetmiş.
sensei'in adını da bilmiyoruz aynı şekilde. narrator ona sensei demek istiyor kendinden yaşça büyük olduğu ve onu bilge gördüğü için.
yıllar geçiyor kitapta, narrator üniversiteye gidiyor, mezun oluyor, iş arıyor...
ancak sensei bu kadar zaman içinde asla anlatmadığı bir sır saklıyor.
her ay mezarlığa birini ziyarete gidiyor ve kimsenin kendisiyle gelmesini istemiyor.
kimin mezarını ziyarete gittiğini kitap sonunda öğreniyoruz.
sensei her zaman karanlık, depresif, fazla duygu iniş-çıkışları yaşamayan bir adam.
anlatıcımız ise 18-25 yaşları arasında meraklı ve öğrenmeye istekli bir genç.
sensei evli bir adam. eşinin ismi shizu.
kitabın sonunda sensei intihar ediyor. tabii bu anlatılmıyor bize. nasıl öldüğü vesayire. kendini cezalandırıyor mu yoksa ödüllendiriyor mu? çünkü budizmde ölüm yeniden doğuşa işaret ediyor ve bu umut demek.
shizu ve sensei'in hiç çocuğu olmamış. narrator neden diye sorduğunda sensei 'divine punishment' yani 'tanrı cezalandırması' diyor.
buradan sensei'in bir vicdan azabı içinde olduğunu anlayabiliriz.
kitabın sonunda, sensei'in intihar mektubunda öğreniyoruz ki k. isimli bir arkadaşı varmış gençken. tam ismini öğrenemiyoruz. soseki bolca sembol kullanmış isimleri seçerken bile.
sensei'in gençliğindeki bu arkadaşı ailesiyle çeşitli problemler yaşıyor sensei hep yanında ancak ikisi daha sonra aynı kıza aşık oluyor.
sensei'nin bundan haberi var ancak k.' nin yok.
ve arkadaşına ihanet edip hiç ona söylemeden kızın büyüğüne gidip onunla evlenmek istediğini söylüyor.
k. bunu baya sonra öğreniyor ve zaten dipte olan k. daha fazla yaşamanın bir anlamı olmadığını düşünerek ve sensei'ye bir not bırakarak şahdamarını keserek intihar ediyor.
yıllar boyunca sensei bununla güçlükle başa çıkıyor. k. nin ölümünden sonra gitgide içine kapanıyor. sevdiği kızla evleniyor ancak o bile onu mutlu edemiyor ve en sonunda dayanamayarak uzunca bir mektubu tüm bunları, gençliğinden başlayarak anlatıp narrator'a bırakıyor.
çünkü narrator her zaman bunları merak etmişti ve sensei anlatacağına söz vermişti.
kim bilirdi bu şekilde bir intihar mektubuyla anlatacağını?
benim beğendiğim, okuması kolay, akıcı, içinde gerçek anlamda boooolca semboller ve foreshadowingler bulunan * bir kitap.
sonunda üzerinde bolca düşünebileceğinize inanıyorum ancak kitabın yazıldığı dönem hakkında bilginiz yoksa kavrayamayacağınızı düşünüyorum.
kitabın meiji restorasyonu dönemine bolca göndermesi var. bu değerlerin üzerinde durmasının sebebi yazarın doğumunun o döneme denk gelmiş olması olsa gerek.
epistolary novel diyebiliriz. çünkü kitap içindeki mektup ve telegramlar bize kitap içinde bir kitap var olduğu hissini veriyor.
güncel Önemli Başlıklar