bugün
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- icardi190525
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü14
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence10
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- uzağı göremeyen insan8
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
charlotte chandlerın "billy wilder" biyografisini bitirdim bu sabah. ünlü yönetmenin anılarını ve hayatını kaleme almış. açık konuşmak gerekirse bilinmeyen pek çok saklı bilgileri de açığa çıkarmış...
billy wilder zaten tartışılacak bir sinemacı değil sadece saygı duyabileceğiniz bir adam ama kitaptaki en can alıcı hikaye beni çok etkiledi;
Avusturya-Macaristan imparatoru Franz-Joseph'in cenaze töreni... 1916 yılının soğuk ve sevimsiz bir kasım günü...
Cenazeyi ünlü Kapuzinergruft'a defnetmek üzere Kaertnerstrasse'den doğru getiriyorlar... En önde yeni ve genç imparator Karl yürüyor, yanında eşi Zita, dört yaşındaki oğlunu da elinden tutmuş...
Billy Wilder da ondan azıcık büyük bir çocuk, o da babasının elini tutmuş, bir kaldırım kenarından töreni izliyor.
Babası demiş ki: "Bak oğlum, bu tabutun içinde giden senin eski imparatorundur, bu tabutun önünde yürüyen senin yeni imparatorundur, onun yanındaki çocuk da senin gelecekteki imparatorundur."
Otuzlu yıllar... Viyana çocuğu Billy Wilder önce Berlin'de şansını denemiş, Naziler'in elinden kurtulmak için kapağı Amerika'ya atmış, orada ünlü bir sinema yönetmeni olmuştur...
Diyor ki: "Hollywood'da, büromda oturmuş bir senaryo üzerinde çalışıyordum... Sekreterim, bir 'hemşerimin' beni görmek istediğini söyledi... içeri buyur ettim... Siyasi mülteciymiş, işsizmiş, zor durumdaymış, çeviri falan yapabilirmiş, bir Viyanalı olarak kendisine yardım edebileceğimi düşünmüş..."
Wilder ekliyor: "Benden iş isteyen bu sessiz ve çekingen genç, babamın bana 'bak oğlum, bu da senin gelecekteki imparatorundur' demiş olduğu çocuktu!"
ismini söylememe gerek var mı bilmiyorum ama o çocuk 2011 yılında ölen tahtın varisi Otto von Habsburg!
Otto, hiçbir zaman "olmayan tahtta hak iddia etmek" saçmalığına kalkışmadığı gibi kraliyetin zevkini sürmek yerine "herkes" gibi yaşamayı tercih etmişti.
bunu biliyordum ama billy wilder'ın ayağına kadar gidip iş istediğini bilmiyordum...
ne hikaye ama?
billy wilder zaten tartışılacak bir sinemacı değil sadece saygı duyabileceğiniz bir adam ama kitaptaki en can alıcı hikaye beni çok etkiledi;
Avusturya-Macaristan imparatoru Franz-Joseph'in cenaze töreni... 1916 yılının soğuk ve sevimsiz bir kasım günü...
Cenazeyi ünlü Kapuzinergruft'a defnetmek üzere Kaertnerstrasse'den doğru getiriyorlar... En önde yeni ve genç imparator Karl yürüyor, yanında eşi Zita, dört yaşındaki oğlunu da elinden tutmuş...
Billy Wilder da ondan azıcık büyük bir çocuk, o da babasının elini tutmuş, bir kaldırım kenarından töreni izliyor.
Babası demiş ki: "Bak oğlum, bu tabutun içinde giden senin eski imparatorundur, bu tabutun önünde yürüyen senin yeni imparatorundur, onun yanındaki çocuk da senin gelecekteki imparatorundur."
Otuzlu yıllar... Viyana çocuğu Billy Wilder önce Berlin'de şansını denemiş, Naziler'in elinden kurtulmak için kapağı Amerika'ya atmış, orada ünlü bir sinema yönetmeni olmuştur...
Diyor ki: "Hollywood'da, büromda oturmuş bir senaryo üzerinde çalışıyordum... Sekreterim, bir 'hemşerimin' beni görmek istediğini söyledi... içeri buyur ettim... Siyasi mülteciymiş, işsizmiş, zor durumdaymış, çeviri falan yapabilirmiş, bir Viyanalı olarak kendisine yardım edebileceğimi düşünmüş..."
Wilder ekliyor: "Benden iş isteyen bu sessiz ve çekingen genç, babamın bana 'bak oğlum, bu da senin gelecekteki imparatorundur' demiş olduğu çocuktu!"
ismini söylememe gerek var mı bilmiyorum ama o çocuk 2011 yılında ölen tahtın varisi Otto von Habsburg!
Otto, hiçbir zaman "olmayan tahtta hak iddia etmek" saçmalığına kalkışmadığı gibi kraliyetin zevkini sürmek yerine "herkes" gibi yaşamayı tercih etmişti.
bunu biliyordum ama billy wilder'ın ayağına kadar gidip iş istediğini bilmiyordum...
ne hikaye ama?
güncel Önemli Başlıklar