bugün

boraltan köprüsü katliamı

ikinci dünya savaşı esnasında olan bir olay bu. sen savaşta "tarafsız" ayakları yapıyosun. sana sığınanlar bizzat savaşan ülkelerden biri, üstelik en güçlüsü.

nazi ordusuyla taaa 1944 haziran ayına kadar tek başına savaşan adam, kızıl ordu. o ordunun ülkesi sovyetler. sana sovyet vatandaşları sığınıyo, sovyetler "onlar benim vatandaşım, bana geri ver" diyo, bu bir.

ikincisi, savaş halindeki ülkeyi o zaman terketmek, ingiliz, amerikan ordusu için de böyle bu, direkt askeri mahkeme ve kurşuna dizilme mahkumiyetiyle cezalandırılıyor. bunu yediden yetmişe bu ülkelerin bütün vatandaşları biliyo.

sovyetler- resmen işgal altında- pasaportunu taşıdığın ülkeyi terketmek, direkt olarak "vatana ihanet" suçu.

immdiiiiii....sen ismet paşasın- tarafsız bir ülkenin başısın. senin ırkına mensup olan ama direkt olarak işgalden kurtulmak için savaşan , dünyanın en büyük ordusuna sahip ülkenin vatandaşları izinsiz olarak sınırı geçip sana geliyolar. bahsi geçen ülke- o adamların sana geldiklerini biliyorum, bana vatandaşlarımı geri ver- diyo.

n´aparsın?

eğer adama vatandaşlarını geri vermezsen, sana da saldırmayacağını öngöremiyosun, savaş halindeyken senden istenen vatandaşı adama vermemek, direkt taraf olmak demek.

ya sana da saldırırsa? n´apacan, kızıl orduyla harp mı yapacan?

sana gelenler zaten biliyolar kurşuna dizileceklerini.

63.ve 64. kızılordu zaten azerbaycan´da konuşlanmış, bu iki ordu doğu anadoluya yürürse n´apacan, şaka yaptıııkkk şaka yaptııık mı, diyecen?...

bunların hepsini yapamıyosan, adama vatandaşını iade edecen, o da onun iç konusu artık, kurşuna mı dizer, çarmıha mı gerer, kebap mı ısmarlar, o ondan sonra seni ilgilendirmez.

bunu ismet paşa da böyle düşünmüş olmalı. yazık o adamları kurşuna dizmişler, ama o olmasaydı, kars´ta ağrı da van´da belki de bugün rusça konuşuluyor, olurdu.