bugün

panik atak

bilgi güçtür, bu halde dahi. uzatmayacağım, bizzat ben de yaşadım, ve ben de biliyorum tüm bilginin anlamsız geldiğini, ve o yoğun evham halini.

ama değil. bilgi güçtür, ama salt bilgi değil, doğru yerde kullanmak amacıyla doğru altyapı ile desteklenmiş bilgi, güce dönüştürülebilir.

ingilizcesi olan arkadaşlar için Avustralya sağlık bakanlığı yararlı veriler sağlıyor: https://www.healthdirect.gov.au/anxiety

tavsiyem ise: evinizdeki terapist kitabını edinip sindire sindire gitmeniz. ben denemedim ama bu terapinin başka yolunu edimledim, ve buraya gelip yavşak yavşak edimledim yazacak kadar da işleri yoluna koydum.

vakti zamanında girer, herkesteki ortak belirtileri okuyup rahatlamayı umarken; "ya ben farklıysam ve farklı olduğumu es geçip ölümcül bir hata yapıyorsam" diye daha beter halde çıkardım.

unutmayın: yaşam biyolojik bir mekanizma. sizden önceki sonsuz ve sizden sonraki sonsuz dünyanın haricinde, tam olarak böyle. ve bu biyolojik mekanizmanın yaşlanınca arıza vermesini bekleyin, evet şimdi de olabilir, ama şimdi yolda yürürken biyolojik olarak aşırı sağlıklıyken bir acemi sürücü de olabilir. her şeyin sebebi.

hayır, kendini kaybetme. ihtimalleri de görmezden gelme, ama ağırlığıyla gör onları. bu sana güç katacak, hiçbir zaman bir felaket senaryosunda çaresiz kalmayacaksın çünkü kafanda daha önce kurdun sen onu. sadece o felaket senaryosunun olma ağırlığını gör, o ağırlığı ile ihtimali canlı tut, ama yalnız o ağırlığı ile. sonra rüzgara bırak yaşamını, bizatihi yaşamın rüzgarına.

oluyor iki gözüm, insanlar sigara içerken o sigara açık kanalizasyona düşüyor da şans eseri orada sıkışan gaz yüzünden yine oluyor, kara baht.

ve unutma, herkes kendi dilinden konuşur. Ben de. beslen, saçma bulduklarını es geç ama şunu asla es geçme:

üç kişi var bu hayatta daima yanında olan, ve onları daima ne olursa olsun sevmelisin, karlı olan alışveriş ve duygusal açıdan mantıklı olan yaklaşım da bu.

geçmişteki sen
gelecekteki sen
şimdiki sen

ve bu insanları sev, hatasını da gör, ama onu da sev. affet, kendini. oldu, yaptın, insan yapar, oldurur, bazen bir şeyler bir araya gelir ve sürüklenirsin, ve oluverir. zaman makinesi yok ki güzelim. affet. acımak kendine veya kendini hakir görmek; gerçeği kaldırmaktan/karşına almaktan kaçmanın bahanesi olmasın. Konuş kendinle, ağla, ve affet kendini.

uzun yazdım, istemsiz; umarım birinin dişine tırnağına dokunur.