bugün
- lunaparkların neslinin tükenmesi8
- zengin olmak9
- en son ne zaman ağladınız11
- polise asit atan çapulcu27
- ekrem imamoğlu44
- türkiye nin geleceği11
- sokaklar devletindir10
- 23 mart 2025 ekrem imamoğlu'nun tutuklanması22
- tayyip erdoğanın emrini bekliyoruz27
- günün sözü10
- 128 milyar doların da hesabı sorulacak mı13
- cumhuriyet halk partisi10
- 23 mart 2025 macaristan türkiye maçı17
- türkiye nin geleceği için en büyük 5 tehlike11
- v a m p i r o v12
- domdom usa'nin türkiye de harcayacağı euro11
- anın görüntüsü13
- ekrem imamoğlu'nun silivriye götürülmesi11
- insan olmaya ceyrek kala9
- nasılım baba12
- filiz akın14
- mikifare şapkası takan matador8
- atatürkü sevme zorunluluğu11
- arkadaşlar merhaba11
- türkiye ekonomisi akp oldukça düzelmez22
- aşık olunan kızın onlyfansçı çıkması8
- akp bitmiştir15
- fotokopici bi erkek12
- 3 gizli tanık ifadesi ile tutuklamak15
- savcılarımız ihbarları dikkate almasın mı32
- ekrem imamoğlu vs ümit özdağ9
- true'nin çaylak olması8
- tuvalete gittim10
- erdoğan'ın oyu artık yüzde 40 bile değil15
- sudenaz0726
- cuhape'nin gençleri provoke etmesi20
- ekrem imamoğlu'nun hdp aşkı14
- 22 mart 2025 üniversitelilere operasyon12
- sözlük yazarlarının asla pişman olmayacağı şeyler18
- sahurdayız uludağ sözlük22
- ebusuud efendi10
- güvenilmez yazarlar19
- darbe durduran yüzde 50 vs polise taş atan 5015
- kadir mısıroğlu18
- imamoğlu adliyeye sevk ediliyor18
- yay burcu erkeği10
- cüppeli ahmet'in kızı10
- sözlükte fakir varsa bana mesaj atabilir mi26
- arkadaşlar bi bakar mısınız12
- claudia s cloud13
aşağıda betimlenen detaylardır.
kızılay'dan eve dönerken kararan havaya rağmen insanlar balık istifi vaziyette gezintilerini sürdürüyorlardı...
karanfil her zaman ki gibi bin bir farklı insan modeline sahipti,
yol kenarında envai çeşit insan;
akordiyon çalan bir çingene vardı, fakir gibi görünüyordu ama üzerinde son derece pahalı bir kıyafet vardı, çalıntı olabilir diye düşündüm kırmızı akordiyonun sesi kulaklarıma dolarken.
biraz ileride yerlere tablolar sermiş bir işportacıyı süzüyordu gözlerim, güzel, meşhur kopya tablolar...
ama 20 ytl edecek kadar güzel değillerdi !
gözüme takılan kız kulesi resmini düşünüyordum,renklerin canlılığını filan.
20 ytlnin çok olduğunu,
kaç para edeceğini,
kaç para olsa alacağımı düşünüyordum.
elinde kutu efesi gazeteye sarılı vaziyette yudumlamaya çalışan iki sevgili
sarmaş dolaş düşüncelerimin arasından geçiyorlardı.
bankların, ağaçların yanından yerdeki boş su şişesine futbol topu muamelesi yaparak ilerliyordum...
sokak lambası altında kitap okuyan ince boyunlu kadın heykelini geçerken dikkatim birisine yoğunlaştı.
15 metre uzakta
elektrik direğine yaslanmış
çok kısa bir bayana...
çok kısa diyorum
fiziki bir rahatsızlığı mevcuttu
boyu çok kısaydı bu nedenle,
otuz yaşlarına daha bir kaç yılı vardı, belli oluyordu yüzünden.
elektrik direğinin yuvarlak yüzeyine yaslanmış bir şey bekliyordu.hafif bir makyaj vardı gözlerinde, kot ceket giymişti birde,
şirin bir insandı, ama soğuk bakıyordu etrafa.
yaklaştıkça içimdeki burukluk daha da artıyordu.düşünüyorudum,,,
eğer onun yerinde olsaydım hayat ne olurdu benim için,
neler hissederdim?
o kadar sabır var mıydı bende? yok yok ne zor şeydi bu vaziyet!!!
birden bu hüzünlü kızı mutlu etme isteği doğdu içime, gülümsetme isteği...
ama nasıl...
siz çok cesur birisiniz, bu kusurunuza rağmen hayata tutunmanız, azminiz topluma rağmen yaşamaya çalışmanız sahip olmak istediğim azim ve kararlığa büyük bir örnektir,,,
tüm kalbimle sizi kutluyorum...
demek istedim, demek isterdim.
ama kusurunu hatırlatmak, ya da onunla alakalı konularla yaklaşmak zor geldi, üzülebilirdi.
birden gözlerim ayakkabılarına yoğunlaştı
hani ilkokulda siyah iskarpin giyerler çocuklar, ortasında püskülümsü bir uzantısı olanlarından...
büyük bir kararsızlıkla gittim yanına,
-afedersiniz, çok güzel ayakkabılarınız var, kız arkadaşıma hediye almayı düşünüyorum aynılarını nerden bulabilirim, yardımcı olur musunuz ?
--ankara metrosunda bir yerden aldım
-ama cidden çok güzeller, çok yakışmış...teşekkürler, hoşçakalın
aman allahım,,
uzaklaşırken hüzünlü yüzünde ışıltılı bir tebessüm gördüm,,, gülüyordu.
evet evet gülümsüyordu kendi kendine,
beğenilmekten ötürü, takdir edilmekten ötürü, birinin yardım istemesinden veya birine yardım etmekten ötürü gülümsüyordu...
içime büyük, içime sığmayan kocaman bir mutluluk doldu.
biraz daha insan hissettim kendimi...
ulan dedim aslında insan olmak o kadar da zor değilmiş be !!!
kızılay'dan eve dönerken kararan havaya rağmen insanlar balık istifi vaziyette gezintilerini sürdürüyorlardı...
karanfil her zaman ki gibi bin bir farklı insan modeline sahipti,
yol kenarında envai çeşit insan;
akordiyon çalan bir çingene vardı, fakir gibi görünüyordu ama üzerinde son derece pahalı bir kıyafet vardı, çalıntı olabilir diye düşündüm kırmızı akordiyonun sesi kulaklarıma dolarken.
biraz ileride yerlere tablolar sermiş bir işportacıyı süzüyordu gözlerim, güzel, meşhur kopya tablolar...
ama 20 ytl edecek kadar güzel değillerdi !
gözüme takılan kız kulesi resmini düşünüyordum,renklerin canlılığını filan.
20 ytlnin çok olduğunu,
kaç para edeceğini,
kaç para olsa alacağımı düşünüyordum.
elinde kutu efesi gazeteye sarılı vaziyette yudumlamaya çalışan iki sevgili
sarmaş dolaş düşüncelerimin arasından geçiyorlardı.
bankların, ağaçların yanından yerdeki boş su şişesine futbol topu muamelesi yaparak ilerliyordum...
sokak lambası altında kitap okuyan ince boyunlu kadın heykelini geçerken dikkatim birisine yoğunlaştı.
15 metre uzakta
elektrik direğine yaslanmış
çok kısa bir bayana...
çok kısa diyorum
fiziki bir rahatsızlığı mevcuttu
boyu çok kısaydı bu nedenle,
otuz yaşlarına daha bir kaç yılı vardı, belli oluyordu yüzünden.
elektrik direğinin yuvarlak yüzeyine yaslanmış bir şey bekliyordu.hafif bir makyaj vardı gözlerinde, kot ceket giymişti birde,
şirin bir insandı, ama soğuk bakıyordu etrafa.
yaklaştıkça içimdeki burukluk daha da artıyordu.düşünüyorudum,,,
eğer onun yerinde olsaydım hayat ne olurdu benim için,
neler hissederdim?
o kadar sabır var mıydı bende? yok yok ne zor şeydi bu vaziyet!!!
birden bu hüzünlü kızı mutlu etme isteği doğdu içime, gülümsetme isteği...
ama nasıl...
siz çok cesur birisiniz, bu kusurunuza rağmen hayata tutunmanız, azminiz topluma rağmen yaşamaya çalışmanız sahip olmak istediğim azim ve kararlığa büyük bir örnektir,,,
tüm kalbimle sizi kutluyorum...
demek istedim, demek isterdim.
ama kusurunu hatırlatmak, ya da onunla alakalı konularla yaklaşmak zor geldi, üzülebilirdi.
birden gözlerim ayakkabılarına yoğunlaştı
hani ilkokulda siyah iskarpin giyerler çocuklar, ortasında püskülümsü bir uzantısı olanlarından...
büyük bir kararsızlıkla gittim yanına,
-afedersiniz, çok güzel ayakkabılarınız var, kız arkadaşıma hediye almayı düşünüyorum aynılarını nerden bulabilirim, yardımcı olur musunuz ?
--ankara metrosunda bir yerden aldım
-ama cidden çok güzeller, çok yakışmış...teşekkürler, hoşçakalın
aman allahım,,
uzaklaşırken hüzünlü yüzünde ışıltılı bir tebessüm gördüm,,, gülüyordu.
evet evet gülümsüyordu kendi kendine,
beğenilmekten ötürü, takdir edilmekten ötürü, birinin yardım istemesinden veya birine yardım etmekten ötürü gülümsüyordu...
içime büyük, içime sığmayan kocaman bir mutluluk doldu.
biraz daha insan hissettim kendimi...
ulan dedim aslında insan olmak o kadar da zor değilmiş be !!!
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar