bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- anın görüntüsü14
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
eserin önsözü şöyledir.
--spoiler--
"Bu piyes, bir "Crise-Intelectuelle", "bir fikir buhranı"nı çerçevelemek gayretinde... Apaçık ve yapayalnız hiç bir tezi yok... Fakat içiçe bir çok tezleri ve başlı başına bir kaç ana tezi var...
Evvelâ san'atkâr nedir? Bütün imkânların erişilmez müntehası, gayelerin gayesi, kemâllerin kemâli, mâverâların mâverâsı olan Allah'a doğru, sonsuz bir tekâmül yolunda giden insanoğluna mahsus ibdâ nevileri içinde en zengin ve en güzel hissenin üzerine oturmuş mahluk... San'atkâr bir mahluktur, fakat yaratmak cehdinde bir mahluk!.. Onun bir eseri, bir de kendisi vardır. işte san'atkâr, çok defa, yaratmaya kalkıştığı tipin, yaratılmış olan tâ kendisidir.
Bu piyeste san'atkâr, bir yemişin, gizlice olurken ve bir maddenin toprak altında pişerken geçirdiği göze görünmez vücuda geliş safhaları gibi mahrem hayatı ve iç planı içinde, resmedilmek istenmiştir. Buna mukâbil, o her insan gibi sadece bir insandır. Bir hayat ve kadere sahiptir. Bu eserde san'atkâr yaratmak istediği tipe öz eliyle çizdiği kaderin kuyusuna düşmüş, o tip tarafından istilâ edilmiş, eserine, yalnız hayatiyle de iştirak etmiş gösteriliyor.
Piyesteki sanatkar tipine sorarsanız Allah sonsuzluktur. Ve kendisi, her ne olursa olsun, nihayet bir mahduttur, bir adettir. Adetler sonsuzlukla yarış edemez. O farkına varmadan sonsuzklula yarışa kalkmış, hududunu zorlamış, kendisinin dışına çıkmak isterken, nagihan kendisine, hem de o zaman kadar hiç tanımadığı asıl kendisine rast gelmiştir. Onca insan kaderi, arşın ta üstünde, bize, onu kendimiz idare ediyormuşuz gibi, namütenahi bir rahatlık ve serbestlik hissi verecek kadar ince bir sanatla idare ediliyor.
insan, mesut körlük içinde hayatını doldurup gidiyor.
Piyesteki sanatkar bu mesut körlüğü zedelemiş, yaratma cehdi içinde şaşkınlıkla yasak mıntıkaya girmiş, peçesine el sürülmez sırları ürkütmüş ve itikadınca birdenbire Allah’ın hükümranlığı ve emriyle karşılaşmıştır.
Bu emir şudur;*Yazdığı eseri yaşasın, yaratmak dilediği adam kendi olsun!*
Hülasa:Biz sade yaratmak istediğimiz tipin yaratılmış olan kendisi değil, bazen aynı hayat ve kadere sürüklenen meczubuyuz da. Çok defa yazdıgımızı yaşarız. Bu fikir mihveri etrafında halkalanmış ve birbirine geçmiş olan tezleri şöylece toplayalım ve gözlere, dikkat edilmesi icab eden noktaları karalayalım.
1- Eser ve eseri karşısında insan...
2- Allah ve Allah karşısında insan...
3- Ölüm ve ölüm karşısında insan...
4- Cemiyet karşısında insan...
5- Kadın karşısında insan...
6- Bâzı dost ve aile münasebetlerimizde, gözlerimizden sanki bir perde kaldıran bir buhran gözlüğünden seyrettiğimiz gizli dünya, cinnet dünyası ve bunun doğruluk derecesi.
7- Cemiyette bazı faaliyet nevilerini temsil eden cüce tipler, rolleri, ruh hâletleri, kıskançlık ve gayızları, hareket noktaları ve tarzları."
Hülasanın hülasası, birçok mücerret ve müşahhas mefhumlar ve hadiseler karşısında, aksiyonları, tali ve fikirleri ile sanatkar, yani mütekamil insan.
Bu eserimi bugüne kadar vücuda getirdiğim eserler içinden bağlı oldugum eserler biliyor ve öylece bildirmek istiyorum…
Ona olan zaafım, üstünde fazla konuşmamı yasak ediyor. zaten hadiselerin sırrını, kaba saba formüller içinde harcamağa, ulu orta dogmalar yapmağa düşmanım.
iyi ve kötü, söyleyemediğimi, iyi veya kötü eserim söylesin!
NECiP FAZIL KISAKÜREK/ 1977
--spoiler--
--spoiler--
"Bu piyes, bir "Crise-Intelectuelle", "bir fikir buhranı"nı çerçevelemek gayretinde... Apaçık ve yapayalnız hiç bir tezi yok... Fakat içiçe bir çok tezleri ve başlı başına bir kaç ana tezi var...
Evvelâ san'atkâr nedir? Bütün imkânların erişilmez müntehası, gayelerin gayesi, kemâllerin kemâli, mâverâların mâverâsı olan Allah'a doğru, sonsuz bir tekâmül yolunda giden insanoğluna mahsus ibdâ nevileri içinde en zengin ve en güzel hissenin üzerine oturmuş mahluk... San'atkâr bir mahluktur, fakat yaratmak cehdinde bir mahluk!.. Onun bir eseri, bir de kendisi vardır. işte san'atkâr, çok defa, yaratmaya kalkıştığı tipin, yaratılmış olan tâ kendisidir.
Bu piyeste san'atkâr, bir yemişin, gizlice olurken ve bir maddenin toprak altında pişerken geçirdiği göze görünmez vücuda geliş safhaları gibi mahrem hayatı ve iç planı içinde, resmedilmek istenmiştir. Buna mukâbil, o her insan gibi sadece bir insandır. Bir hayat ve kadere sahiptir. Bu eserde san'atkâr yaratmak istediği tipe öz eliyle çizdiği kaderin kuyusuna düşmüş, o tip tarafından istilâ edilmiş, eserine, yalnız hayatiyle de iştirak etmiş gösteriliyor.
Piyesteki sanatkar tipine sorarsanız Allah sonsuzluktur. Ve kendisi, her ne olursa olsun, nihayet bir mahduttur, bir adettir. Adetler sonsuzlukla yarış edemez. O farkına varmadan sonsuzklula yarışa kalkmış, hududunu zorlamış, kendisinin dışına çıkmak isterken, nagihan kendisine, hem de o zaman kadar hiç tanımadığı asıl kendisine rast gelmiştir. Onca insan kaderi, arşın ta üstünde, bize, onu kendimiz idare ediyormuşuz gibi, namütenahi bir rahatlık ve serbestlik hissi verecek kadar ince bir sanatla idare ediliyor.
insan, mesut körlük içinde hayatını doldurup gidiyor.
Piyesteki sanatkar bu mesut körlüğü zedelemiş, yaratma cehdi içinde şaşkınlıkla yasak mıntıkaya girmiş, peçesine el sürülmez sırları ürkütmüş ve itikadınca birdenbire Allah’ın hükümranlığı ve emriyle karşılaşmıştır.
Bu emir şudur;*Yazdığı eseri yaşasın, yaratmak dilediği adam kendi olsun!*
Hülasa:Biz sade yaratmak istediğimiz tipin yaratılmış olan kendisi değil, bazen aynı hayat ve kadere sürüklenen meczubuyuz da. Çok defa yazdıgımızı yaşarız. Bu fikir mihveri etrafında halkalanmış ve birbirine geçmiş olan tezleri şöylece toplayalım ve gözlere, dikkat edilmesi icab eden noktaları karalayalım.
1- Eser ve eseri karşısında insan...
2- Allah ve Allah karşısında insan...
3- Ölüm ve ölüm karşısında insan...
4- Cemiyet karşısında insan...
5- Kadın karşısında insan...
6- Bâzı dost ve aile münasebetlerimizde, gözlerimizden sanki bir perde kaldıran bir buhran gözlüğünden seyrettiğimiz gizli dünya, cinnet dünyası ve bunun doğruluk derecesi.
7- Cemiyette bazı faaliyet nevilerini temsil eden cüce tipler, rolleri, ruh hâletleri, kıskançlık ve gayızları, hareket noktaları ve tarzları."
Hülasanın hülasası, birçok mücerret ve müşahhas mefhumlar ve hadiseler karşısında, aksiyonları, tali ve fikirleri ile sanatkar, yani mütekamil insan.
Bu eserimi bugüne kadar vücuda getirdiğim eserler içinden bağlı oldugum eserler biliyor ve öylece bildirmek istiyorum…
Ona olan zaafım, üstünde fazla konuşmamı yasak ediyor. zaten hadiselerin sırrını, kaba saba formüller içinde harcamağa, ulu orta dogmalar yapmağa düşmanım.
iyi ve kötü, söyleyemediğimi, iyi veya kötü eserim söylesin!
NECiP FAZIL KISAKÜREK/ 1977
--spoiler--
güncel Önemli Başlıklar