bugün
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- anın görüntüsü14
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı8
bir çok insanın anlayamadığı, anlamaktan korktuğu gerçek.
bu durumu anlamak için islam dininin icat edildiği çağa bakmak lazım. o zamanlardaki kölelik anlayışı dünyanın büyük bir kısmında yaygındır. ve toplumlar tarafından genel geçer olarak kabul edilir. yani günümüzdeki okula gitmek gibi kabul gören bir davranıştır.
bunun doğal bir sonucu olarak ta muhammed köleliği kaldıramamıştır. ama aynı muhammet, içkiyi, yalan söylemeyi, zina yapmayı tek cümlede yasaklaya bilmiş haram kılabilmiştir. ama nedense, yalan söylemekten daha kötü birşey olduğu belli olan kölelik kavramı direk olarak haram kılınamamış sadece kölelerin şartlarının iyileştirilmesiyle yetinilmiştir.
işte sadece burdan yola çıkılarak, islamiyetin insan tarafından meydana getirilmiş bir dinsel sistem olduğu gerçeğine ulaşabiliriz. çünkü ancak bir insan, yarattığı dinin toplumun genel geçer yargılarına uyması için çaba gösterir. halbuki, bir tanrının gönderdiği emirler olsa, tanrı bu emirleri toplumun inandığı şeylere göre değiştirmez, tanrı gerçeği korkmadan söyler ve istediğini alır. ancak bir insan köleliği kesin olarak kaldırmaktan korkar.
burda bir itiraza özel olarak cevap vermek gereği duyuyorum. savaş esiri kavramını kölelikten ayrı tutmaktayım. sadece savaş esirlerinin köle olarak kabul edilmesi bile yanlıştır. kaldı ki savaş esirlerinin dışında kölelerde vardır. bunları iyi bilmek gerekir.
diyelim ki savaş esirleri köle olarak kabul edilmekte. burda kölelikten başka bir kılıf bulunanaması yanlıştır. köleliğin onlar için en iyisi olduğu iddiası yanlıştır.
pekala adı kölelik olmayan başka bir toplumsal nitelik bulunabilirdi onlar için, mesela toplum işçisi yada zorunlu toplum hizmetini yapan kişi. bu hizmeti yapan serbest bırakılır böylece hem savaş esirlerinden öldürülmeden insani bir şekilde yararlanılmış olurdu.
neyse şimdi biz bunu geçelim, ve islamiyetin ana kaynağı olan kitapta yani kuranda bu köleler için neler söylenmiş onlara bakalım.
Müminun Suresi
"6.Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar."
yani açıkça anlıyoruz ki, cariyeler ile yani köleler, cinsel ilişkiye girmek meşrudur islamidir.
Ahzab Suresi
"Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile, başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helal değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah her şeyi gözetleyendir."
burda da açıkça anlaşılıyor ki, sahip olunan cariyeler müslümanlara helal kılınmıştır.
burda bir noktayı belirtmek isterim. kuranda cariyelerin zorla fuhşa yönlendirilmemesi üzerine bir uyarı vardır. cariyenin bir çocuk sahibi olup özgürlüğüne kavuşma ihtimali ortada dururken hangi cariye böyle bir ilişki teklifini reddeder bunu düşünmek lazım.
ama düşünmeyen arkadaşlar işin içinden çıkabilirler kolayca, onlar çıksınlar biz araştırmaya devam edelim.
Mearic Suresi:
" 30.Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar."
yine cariyeler ile yaşanabilecek cinsel ilişkinin helal olması üzerine bir ayet.
Nisa Suresi: (E. Hamdi Yazır)
"Eğer yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helal edilen kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın ve eğer bu takdirde adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir kadın ile veya sahibi bulunduğunuz cariye ile yetinin. Bu, azmamanız, haksızlık yapmamanız için daha elverişlidir."
burda da gördüğümüz üzere, sahip olduğumuz bir cariye ile yetinme söz konusu. burda nasıl bir yetinme var açıklama gereği duymuyorum.
Köle azat etme, ve köleliğin şartlarını iyileştirme, köleliği kaldırmak değildir. hiç kuşku yok ki, muhammed çok zeki ve anlayışlı bir insandır. kölelik hakkında o zaman verdiği bu hükümler bile onun büyük bir risk altına girdiğini göstermektedir.
ama ne yaparsa yapsın, bir cariyeye sahip olup onunu dilediği gibi kullanmak helal kılınmıştır. yada bir köleye sahip olmak helal kılınmıştır. yalnızca yapılan bazı günahların karşılığı olarak köle azat etmek şart koşulmuştur. sözün özü islam köleliği kaldıramamıştır. kaldırmaya cesaret bulamamıştır.
çok önemli not:
yukarıda kurandan alıntılanmış olan ayetler, alıntının yapıldığı sure ile bir anlam çelişmesi içermemektedir. ayetler kendi başlarına özgürce birer hüküm bildirmektedir. yani ortada cımbızla cümle çıkartıp konuyu başka yöne çekmek fiili bulunmamaktadır. sonradan bu şekilde uyaracaklara, kitabın tamamının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini önereceklere önceden duyurulur.
bu durumu anlamak için islam dininin icat edildiği çağa bakmak lazım. o zamanlardaki kölelik anlayışı dünyanın büyük bir kısmında yaygındır. ve toplumlar tarafından genel geçer olarak kabul edilir. yani günümüzdeki okula gitmek gibi kabul gören bir davranıştır.
bunun doğal bir sonucu olarak ta muhammed köleliği kaldıramamıştır. ama aynı muhammet, içkiyi, yalan söylemeyi, zina yapmayı tek cümlede yasaklaya bilmiş haram kılabilmiştir. ama nedense, yalan söylemekten daha kötü birşey olduğu belli olan kölelik kavramı direk olarak haram kılınamamış sadece kölelerin şartlarının iyileştirilmesiyle yetinilmiştir.
işte sadece burdan yola çıkılarak, islamiyetin insan tarafından meydana getirilmiş bir dinsel sistem olduğu gerçeğine ulaşabiliriz. çünkü ancak bir insan, yarattığı dinin toplumun genel geçer yargılarına uyması için çaba gösterir. halbuki, bir tanrının gönderdiği emirler olsa, tanrı bu emirleri toplumun inandığı şeylere göre değiştirmez, tanrı gerçeği korkmadan söyler ve istediğini alır. ancak bir insan köleliği kesin olarak kaldırmaktan korkar.
burda bir itiraza özel olarak cevap vermek gereği duyuyorum. savaş esiri kavramını kölelikten ayrı tutmaktayım. sadece savaş esirlerinin köle olarak kabul edilmesi bile yanlıştır. kaldı ki savaş esirlerinin dışında kölelerde vardır. bunları iyi bilmek gerekir.
diyelim ki savaş esirleri köle olarak kabul edilmekte. burda kölelikten başka bir kılıf bulunanaması yanlıştır. köleliğin onlar için en iyisi olduğu iddiası yanlıştır.
pekala adı kölelik olmayan başka bir toplumsal nitelik bulunabilirdi onlar için, mesela toplum işçisi yada zorunlu toplum hizmetini yapan kişi. bu hizmeti yapan serbest bırakılır böylece hem savaş esirlerinden öldürülmeden insani bir şekilde yararlanılmış olurdu.
neyse şimdi biz bunu geçelim, ve islamiyetin ana kaynağı olan kitapta yani kuranda bu köleler için neler söylenmiş onlara bakalım.
Müminun Suresi
"6.Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar."
yani açıkça anlıyoruz ki, cariyeler ile yani köleler, cinsel ilişkiye girmek meşrudur islamidir.
Ahzab Suresi
"Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile, başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helal değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah her şeyi gözetleyendir."
burda da açıkça anlaşılıyor ki, sahip olunan cariyeler müslümanlara helal kılınmıştır.
burda bir noktayı belirtmek isterim. kuranda cariyelerin zorla fuhşa yönlendirilmemesi üzerine bir uyarı vardır. cariyenin bir çocuk sahibi olup özgürlüğüne kavuşma ihtimali ortada dururken hangi cariye böyle bir ilişki teklifini reddeder bunu düşünmek lazım.
ama düşünmeyen arkadaşlar işin içinden çıkabilirler kolayca, onlar çıksınlar biz araştırmaya devam edelim.
Mearic Suresi:
" 30.Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar."
yine cariyeler ile yaşanabilecek cinsel ilişkinin helal olması üzerine bir ayet.
Nisa Suresi: (E. Hamdi Yazır)
"Eğer yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helal edilen kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın ve eğer bu takdirde adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir kadın ile veya sahibi bulunduğunuz cariye ile yetinin. Bu, azmamanız, haksızlık yapmamanız için daha elverişlidir."
burda da gördüğümüz üzere, sahip olduğumuz bir cariye ile yetinme söz konusu. burda nasıl bir yetinme var açıklama gereği duymuyorum.
Köle azat etme, ve köleliğin şartlarını iyileştirme, köleliği kaldırmak değildir. hiç kuşku yok ki, muhammed çok zeki ve anlayışlı bir insandır. kölelik hakkında o zaman verdiği bu hükümler bile onun büyük bir risk altına girdiğini göstermektedir.
ama ne yaparsa yapsın, bir cariyeye sahip olup onunu dilediği gibi kullanmak helal kılınmıştır. yada bir köleye sahip olmak helal kılınmıştır. yalnızca yapılan bazı günahların karşılığı olarak köle azat etmek şart koşulmuştur. sözün özü islam köleliği kaldıramamıştır. kaldırmaya cesaret bulamamıştır.
çok önemli not:
yukarıda kurandan alıntılanmış olan ayetler, alıntının yapıldığı sure ile bir anlam çelişmesi içermemektedir. ayetler kendi başlarına özgürce birer hüküm bildirmektedir. yani ortada cımbızla cümle çıkartıp konuyu başka yöne çekmek fiili bulunmamaktadır. sonradan bu şekilde uyaracaklara, kitabın tamamının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini önereceklere önceden duyurulur.
güncel Önemli Başlıklar