bugün

brugge

son zamanlarda eşin dostun instagram fotoğraflarında sık sık arka fonu süsleyen şehir. baya baya trend tatil noktası...

şehrin en büyük özelliği, 2. dünya savaşı sırasında hiç zarar görmediği için o dönemlerden bu yana mimarisinin hiç değişmemesi. yani öyle apartman falan değil de eski eski taş evler, kanallar, paket taştan yollar falan. genel olarak şehrin en büyük özelliği bu. özet olarak yaldır yaldır ortaçağ mimarisi...

tabi ki gezilesi görülesi yerleri mevcut ama görülecek yerlerde ortalama bir avrupa şehrinde bulabileceğiniz katedraller, tarih müzeleri ıvırlar zıvırlar...

şehirde ne yenir ne içilir sorusunun cevabı; çikolata ve bira. brugge bu konuda belçika'nın tamamı gibi eşsiz bir deneyim imkanı sağlıyor. o yüzden abidik gubidik ne kadar yerel bira varsa deneyin. özellikle blonde biralar çok başarılı. çikolata konusunda, şehrin sağında solunda bol bol çikolatacı mevcut zaten...

gece hayatı pek yok. zaten şehirde gece hayat yok... dükkanların hepsi güneşin batmasıyla birlikte kapanıyor. yerel publar belli bir saate kadar açık. bir de gece klübü var ancak asmalı mescit'te bulabileceğiniz alelade mekanlardan farklı değil. zaten insanlar da öyle bir eğlence anlayışı da yok. içeride kız erkek stand'ların başında birer bira içip birbirlerini kesiyorlar... gitmeyi planayanlar için gloot vlaenderen diye bir cocktail bar'ını önerebilirim. çok şık, çok başarılı cocktail'leri var, ve öyle bir atmosfer için fiyatlar çok pahalı sayılmaz.

sonuç olarak brugge küçük, şirin, yaldır yaldır tarih kokan, görülesi bir şehir ama 2 günden daha uzun süreli bir tatil planlayanlar için yanlış bir tercih. daha çok belçika, hollanda, fransa taraflarına yolunuz düşerse 1 geceliğine uğranabilecek bir yer...