bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

sana da olmuştur, bilirsin; çok güzel bir kızla çıkarsın hani. ilk 2 ay kızın yüzündeki güzelliği ve sanatı incelemekten kendinden geçersin lakin 9-10. aya doğru kızın o kadarda güzel olmadığını fark edersin dostum. gözlerinin altında yağ bezesi vardır örneğin!!! yada ne bileyim yazın bi tatil beldesine gidersin diyelim, ilk 3-4 gün balkonda denizi izlemek ruhunu açar ''burada aylarca yaşayabilirim'' diye düşünür insan. akabinde 1 hafta geçer artık o balkona çıktığında orada deniz olup olmadığını bile fark etmezsin. insan gözü uzun süre gördüğü güzelliği kaybeder. çirkinlikler için aynısı geçerli değil ne yazık ki. ahhh!! leibniz kadar iyimser olmak isterdim !!!

***

fıtrat olarak korkuyu hissederiz ama güvenliği değil. mutsuzluk içimizi kaplar ama mutluyken aynısı geçerli değildir. insan yapı olarak olumsuz vasıflara dair duyarlılık katsayısı yüksek bir canlı. nasıl ki gözün güzel bir manzarayı uzun süre görünce kaybediyorsa gönlünde uzun süre maruz kaldığı iyiliği kaybeder.

bu nedenle hiç bir insana sürekli iyilik yapmamalısın dostum. arada kötülük yapmak ilişkinizi daha canlı tutacaktır. burada kötülükten kasıt iyiliğin yokluğu manasında elbet. yoksa git sevgilini döv, arkadaşını bıçakla, kardeşinin içeceğine uyuşturucu at demiyorum. senin iyiliğin oksijen misali olmaya başlar çünkü. kimse varlığı için şükretmez, olağan karşılanır. ayrıca bide bu iyilik yaptığın kişiye bağlanırsan bittin demektir dostum. çünkü eğer bir insan senin ondan vazgeçemeyeceğini anlarsa kendisini senden üstün görmeye başlar. zamanla ilişkinizde sen değersiz bir parya olmaya başlarken görgü kuralları onun lehine genişler. sana zulmetmeyi ve senden sürekli daha çok şey beklemeyi doğa kanunu sayar. özellikle kız erkek ilişkilerinde olur bu. kız senin gidemeyeceğini fark etti mi seni köle kendisini efendi yerine koyar. nihayetinde sen onun hizmetkarı sındır. her istediğini yapan, onu önemseyen, gidemeyecek bi hizmetkar. akabinde şöyle düşünür kızımız ''ben ondan üstünüm!!! beni hak eden, ondan daha iyi birisini neden bulmuyorum???!?''

bu nedenle kim olursa olsun onun vazgeçilebilir olduğunu hissettirmek hatta az biraz küçümsemek iyidir. arada kötülük yapmak mükemmeldir. karşı tarafın iyiliğin değerini anlamasını sağlar. her düştüğünde çocuğu yerden kaldırırsan bi gün kaldıramadığında sana küfrederken bulursun onu. sonra geceleri karanlığa gömülmüş yatağının içinde ona yeterince yardım edemediğin için kendini suçlarken uyuyakalırsın.

beni dinle, sürekli gaza basan araba kaza yapar arada frene basmak yarış için zarurettir.

kim bilir belki de nietzsche haklıdır???!