bugün

emre sertkaya

O ses Türkiye 5. sezon birincisi.

kendisini ilk olarak melek adlı yarışmacı ile yapmış olduğu performansta dinlemiştim. teoman'dan senden önce senden sonra söylemişlerdi. orada emre'nin yorumu bana oldukça sönük, melek'in çift sesleriyle şarkı lezzetine kavuşmuş gibi gelmişti. sonra hadise başta olmak üzere showun bir parçası olarak çocuğun abla dediği melek ile aralarında bir ilişki uydurmaya çalıştılar. Melek'in de biraz eğlenceli bir abla oluşuyla muzurluk olsun diye bu oyunu destekler tavırlarıyla reyting getiren hareketler sergilenmeye başlandı. sonra aradan 2 hafta geçti, çocuğun asıl sevgilisinin Busegül olduğu söylendi ki bu ikisinin arasında da gerek kültür, gerek hayata bakış açısı bakımından dağlar kadar fark olduğu ortadaydı. Melek de Busegül de tam anlamıyla batı kültürüyle yetişmiş, bu ülkenin kadını sığdırmaya çalıştığı kalıpların dışına çıkmayı başarmış ya da kendilerini kabul ettirmeye çabalayan özgür ruhlu kadınlardı. bu kardeşimizin her ne kadar yukarıdaki entrylerde de söylendiği gibi taksimin barlarını o bar senin bu bar benim şeklinde dolaşan bir görüntüsü olsa da görünenin ardında ataerkil ve gelenekçi bir ruh taşıdığı zamanla aşikar oldu. bu kötü bir şey mi bence hayır değil, sadece yakıştırıldığı insanlarla arasındaki farkı vurgulamak için belirttim. zira minnet eylemem ve saçlarını yol getir gibi eserlere ruh katan yorumu bu derinliğinden geliyor diye düşünüyorum. Busegül'le düello yaptığı yarışmada 2 oy eksik almasına rağmen üst finale taşınması ile arkadaş üzerinde oynanan iyi manada oyunlar ayyuka çıkmış oldu. Finalde de meyvelerini toplayıp afiyetle yemek düştü kendisine.

müzikal olarak arkadaşı değerlendirmek gerekirse eğri oturup doğru konuşalım hissederek söylediği bir gerçek. burada kendisini bir başka yarışmacı ile karşılaştırmadan kendi içinde değerlendiriyorum. yoksa daha teknik ve doğru okuyan yarışmacılar yok muydu vardı. mesela çeyrek finalde bülbül kasidesini okuyan onur gibi. sevdiği şarkıları daha güzel okuduğunu farkettim. bunu haberin yok ölüyorum ve minnet eylememde çok iyi gördük zaten. Batman'lı bir arkadaşım var ve kendisi de duman hayranı. belki grubun bazen arabeske kaçan, anadolu esintileri taşıyan müziği bu mezopotamya şehrinde ruha fazlaca dokunuyor olabilir diye düşündürüyor Emre'nin duman şarkılarındaki başarısı bana. Ayrıca ahmet aslan'ın zaza oluşunu kendine yakın bulup müziğine sempati ile bakıyor da olabilir.

hakkında yeterince düşünce görüş ve tesbitlerimi ortalığa bıraktıktan sonra hayatta ve müzikte başarılar dilediğim bu kardeşimizin yarışmayı kazanmayı hak edip hak etmediği yönündeki görüşümün bana saklı kalmasını tercih ettiğimi belirterek huzurlarınızdan ayrılıyorum *