bugün

çocukluktan kalan eşyalar

Bir günlüğüm vardı. ilk günlüğümdü sanırım. Düzenli yazmaya calışırdım. Okula başladığım seneydi. Birinci sınıfın ilk döneminin bitmesine iki üç hafta kalmıştı. Ben de annemle babamın o gün aldığı boyama kitabını bitirmiş ve günlüğüme günün özetini geçmeye başlamıştım. Günlüğümde bana boyama kitabı alınmasından bahsettiğim kadar bir başka mutlu haberden de bahsediyordum. ilk kez sinemaya gidecektik. Annem ve babam yanımda, bugs bunny'nin filmine gidecektik. O akşam bu haberi alınca o kadar mutlu olmuştum ki günlüğüme en uzun yazımı yazmıştım. Ama bu mutluluğa engel olarak gördüğüm birşeyi de o uzun satırların altına yazmasan edemedim: "...Ama dışarısı çok soğuk ve kar yağıyor, belki gidemeyebiliriz." babam o gün hiç yapmadığı birşey yaptı ve "bir ver şu günlüğü okuyayım" dedi. Ben günlüğü verip boyama kitabını yeniden açtım ve o okuyana kadar kitaba göz gezdirdim. Okudu ve bana geri verdi. Yatmak için odaya gidiyordum ki "son sayfaya bir baksana" diye kalın bir ses geldi. Sinemaya gidecek olmanın heyecanını paylaştığım sayfayı açtım ve kar konusundaki endişemi belirttiğim cümlenin yanında benim olmayan bir yazı vardı "Sen hiç endişelenme, biz beraber olduktan ve sen gitmek istedikten sonra sizi sırtımda da götürürüm"
Şimdi beraber değiliz ama bir gün yine bir arada olursak ben de seni ve annemi sırtımda taşırım. inan "of" bile demem, söz.