bugün

ilkokul defterleri, oyuncak arabalar, kol saati, ışıklı ayakkabı. hey gidi günler.
Sega marka atarim vardı kasetinde sonic oyunu olan. pederle az oynamışlığımız yoktur.
bir adet 80ler kazağı. hala atmaya kıyamıyorum.
Bir günlüğüm vardı. ilk günlüğümdü sanırım. Düzenli yazmaya calışırdım. Okula başladığım seneydi. Birinci sınıfın ilk döneminin bitmesine iki üç hafta kalmıştı. Ben de annemle babamın o gün aldığı boyama kitabını bitirmiş ve günlüğüme günün özetini geçmeye başlamıştım. Günlüğümde bana boyama kitabı alınmasından bahsettiğim kadar bir başka mutlu haberden de bahsediyordum. ilk kez sinemaya gidecektik. Annem ve babam yanımda, bugs bunny'nin filmine gidecektik. O akşam bu haberi alınca o kadar mutlu olmuştum ki günlüğüme en uzun yazımı yazmıştım. Ama bu mutluluğa engel olarak gördüğüm birşeyi de o uzun satırların altına yazmasan edemedim: "...Ama dışarısı çok soğuk ve kar yağıyor, belki gidemeyebiliriz." babam o gün hiç yapmadığı birşey yaptı ve "bir ver şu günlüğü okuyayım" dedi. Ben günlüğü verip boyama kitabını yeniden açtım ve o okuyana kadar kitaba göz gezdirdim. Okudu ve bana geri verdi. Yatmak için odaya gidiyordum ki "son sayfaya bir baksana" diye kalın bir ses geldi. Sinemaya gidecek olmanın heyecanını paylaştığım sayfayı açtım ve kar konusundaki endişemi belirttiğim cümlenin yanında benim olmayan bir yazı vardı "Sen hiç endişelenme, biz beraber olduktan ve sen gitmek istedikten sonra sizi sırtımda da götürürüm"
Şimdi beraber değiliz ama bir gün yine bir arada olursak ben de seni ve annemi sırtımda taşırım. inan "of" bile demem, söz.
Hic bisey.

annem tum esyalari atmaya bayilir. son on yilin oncesinden kalan ne bi esya ne anisi olan ufak bisey yoktur bu evde.

pardon, bir yarim fotograf albumu var ona bulasmiyor, sukur.
Minnak sandığım ve içindekiler.
renkli kalemler.
görsel
Ben Doğduktan 3 ay sonra hadi televizyon, çamaşır makinesini yenileyelim demişler hiç düşünmeden 16 milyon TL vermişler.
Muhtemelen eşyaların hurdası dâhi kalmamışken faturasını anı olarak saklıyorum.