bugün

trt nin muaviye ye hz muaviye demesi

sahabe olduğu için fıkhen hazreti muaviye denmesi icab eder ki bu durum hazreti hamza'nın kalbini söken hazreti vahşi için de geçerlidir. kuran-ı kerimde ayetle müjdelendiği üzere sahabeler cehennem yüzü görmeden cennetliktir ki bu kendileri ile allah (c.c.) arasındadır.
hazreti muaviye peygamberin övgüsüne de mazhar olmuş sahabenin önde gelenlerindendi. asıl kafir olan muaviyenin oğlu yezid bin muaviye dir. muaviyenin halife olduğu dönemde kendini müslümanlar içerisinde ustalıkla gizlemiş ve babası ölene kadar hiçbir falsosu yoktur. hatta istanbul kuşatmasında istanbul'u fethe gelen Yezidin ordusunda Hz. Hasan Hz. Hüseyin ibni Abbas ibni Ömer ve Eba Eyyüb el-Ensari vardı. Onlar Yezidin ne mal olduğunu bilse idiler gelir miydiler?
Şii kaynaklarına göre Hazret-i Muaviye
Pakistan’ın büyük Tarih âlimi mevlana Abdüşşekur ilahi Mirzapuri, Şehadet-i Hüseyin isminde kitap yazmıştır. Urdu dilinden, farisiye de tercüme edilmiştir. islam düşmanlarının, islamiyet’i içerden yıkmak için, Müslüman ismi altında ortaya çıktıklarını, (Ehl-i beytin dostuyuz) diyerek, Ehl-i beyte düşmanlık ettiklerini yazmaktadır. Kitabın her yerinde, Şii kitaplarından vesikalar vererek, bunu ispat etmektedir. Onbirinci sayfasında diyor ki:
Şii âlimlerinden Muhammed Bakır Horasani, [m. 1679 senesinde vefat etti.] Cila-ül-uyun kitabının 321. sayfasında diyor ki:
(Muaviye vefat edeceği zaman, oğlu Yezide şöyle vasiyet etti: imam-ı Hüseyin’in Resulullaha yakınlığını, Onun mübarek kanından olduğunu biliyorsun. Irak halkı Onu kendi yanlarına çağırırlar. Sana yardım edeceğiz, derler. Yardım etmezler. Onu yalnız bırakırlar. Ona galip olursan, kendisine hürmet et. Sana yaptıklarına karşılık, Onu hiç incitme! Benim Ona olan iyiliklerimi sen de yap!)

Şii tarihçilerinden Muhammed Taki han, [m. 1879 senesinde vefat etti.] Farisi, Nasih-üt-tevarih kitabında diyor ki:
(Nasihatinde şunları da söyledi: Oğlum, nefsine uyma! Allahü teâlânın huzuruna, Hüseyin bin Ali’nin kanına bulanmış olarak çıkma! Yoksa sonsuz azaba yakalanırsın! (Hüseyin’e hürmette kusuru olana, Allahü teâlâ bereket vermez!) hadis-i şerifini unutma!)
Bu Şii tarihinin 38. sayfasında diyor ki:
(imam-ı Ali’nin yanında olanlar, yani Şiiler, Şam’a gelirler, Muaviye’yi kötülerlerdi. Muaviye, böyle söyleyenlere bir şey yapmaz, kendilerine (Beyt-ül-mal)dan bol ihsanda bulunurdu.)

Cila-ül-uyun Şii kitabının 323. sayfasında diyor ki:
(imam-ı Hasan bin Ali dedi ki, Muaviye, etrafımdaki yardımcılarımdan, vallahi daha iyidir. Çünkü bunlar, bir yandan Şii olduklarını söylüyorlar. Bir yandan da, beni öldürmek, mallarımı almak istiyorlar.)

http://www.youtube.com/watch?v=d88Xpx1Ukus