bugün
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
eğer sevdiği bölüm olduğu için yapıyorsa, gayet de vizyon sahibi olan insan modelidir. 18 yaşındaki bir çocuk, gelecekte hangi mesleği yapacağına, hangi üniversiteyi seçmesi gerektiğine karar veremez eğer oldukça bilinçli bir çevresi, ailesi yoksa. hele türkiyede, bu imkansıza yakın bir şey. hal böyle olunca da bizim çocuklar açıyorlar tercih rehberini, puanı en yüksek olandan en aşağı olana doğru dolduruyorlar tercihlerini. kadere ıhpala!
en çok tercih edilen bölümlere bakıyorsunuz: tıp, mühendislik (özellikle elektrik elektronik, bilgisayar, makine vs), hukuk... bu bölümlere giden adamların da bir kısmı sonradan bırakıyor, bir kısmı mutsuz ve umutsuz bir şekilde okumaya devam ediyorlar ve sonunda da sabah 8 akşam 8 ömür tüketen, mutsuz tabakayı dolduruyorlar. elbette başarılı ve mutlu olanlar yok demiyorum, ama onlar doktor veya mühendis oldukları için değil, sevdikleri işi yaptıkları için mutlu oluyorlar. yani kilit nokta bu aslında. sevdiğin işi yapmak.
çevremde 3, 4 ya da 5. sınıftan tıbbı bırakan, mühendislikleri bırakıp işletmeye geçen o kadar çok insan var ki. görseniz şaşırırsınız. ben de onlardan biriyim aslında. itü elektronik mühendisliğini bırakıp siyaset bilimine geçtim ve şu an bitirmek üzereyim. itüye birlikte girdiğim bir çok arkadaşımla aynı dönemde işe giricem belki de. bazıları ise iş kurdu, batırdı. işe girdi, memnun kalmayıp çıktı. abdye gidip oraya yerleşen ve çok mutlu olanlar da var. benden sonra bölümünü bırakıp benim yaptığım gibi sevdiği, istediği bölüme geçenler de var. hem de az da değiller.
şunu unutmayın. hiç kimse sırf öss gibi sikindirik bir sınavda iyi puan yaptınız diye size aylık 5 bin lira, 10 bin lira maaş verecek değil. hayat, oturduğun yerden baba parasıyla yaşamak kadar kolay da değil. pek çoğunuz it gibi çalışacak ve karşılığında lise terk bir patrondan güç bela aylık 3 bin liradan daha az bir maaş alacaksınız senelerce. bazılarınız iş kuracak, batıracak. bazılarınız hiç bir baltaya sap olamayacak, sonunda bir eşin dostun torpiliyle bulduğu masa başı bir işte ömrünü çürütecek. maalesef dünya sizin etrafınızda dönmüyor. her işiniz de rast gitmeyebiliyor. bunu ne kadar erken anlarsanız, o kadar iyi sizin için.
ama dünyanın düzeni bu diye karamsar olmaya da gerek yok. mutlu olmak için çok büyük paralara ihtiyacınız da yok zaten. yeter ki istediğiniz işi yapın. istediğiniz gibi bir hayat sürmeye çalışın. varsın altınızda ferrari olmayıversin! 2003 model bir fiata binip, sevdiklerinizle mangal yapmak, tatile çıkmak size ferrari sürmekten çok daha fazla mutluluk verebilir. eğer eğlenmesini bilirseniz.
şimdi bu kafadaki bir insan, eğer sevmiyorsa tıbbı neden bırakmasın? neden mühendisliği terk edip, işletme okumasın? yeter ki sevdiği bir bölüme yerleşsin, istediği alanda geliştirsin kendisini. gerisi de kader kısmet zaten.
en çok tercih edilen bölümlere bakıyorsunuz: tıp, mühendislik (özellikle elektrik elektronik, bilgisayar, makine vs), hukuk... bu bölümlere giden adamların da bir kısmı sonradan bırakıyor, bir kısmı mutsuz ve umutsuz bir şekilde okumaya devam ediyorlar ve sonunda da sabah 8 akşam 8 ömür tüketen, mutsuz tabakayı dolduruyorlar. elbette başarılı ve mutlu olanlar yok demiyorum, ama onlar doktor veya mühendis oldukları için değil, sevdikleri işi yaptıkları için mutlu oluyorlar. yani kilit nokta bu aslında. sevdiğin işi yapmak.
çevremde 3, 4 ya da 5. sınıftan tıbbı bırakan, mühendislikleri bırakıp işletmeye geçen o kadar çok insan var ki. görseniz şaşırırsınız. ben de onlardan biriyim aslında. itü elektronik mühendisliğini bırakıp siyaset bilimine geçtim ve şu an bitirmek üzereyim. itüye birlikte girdiğim bir çok arkadaşımla aynı dönemde işe giricem belki de. bazıları ise iş kurdu, batırdı. işe girdi, memnun kalmayıp çıktı. abdye gidip oraya yerleşen ve çok mutlu olanlar da var. benden sonra bölümünü bırakıp benim yaptığım gibi sevdiği, istediği bölüme geçenler de var. hem de az da değiller.
şunu unutmayın. hiç kimse sırf öss gibi sikindirik bir sınavda iyi puan yaptınız diye size aylık 5 bin lira, 10 bin lira maaş verecek değil. hayat, oturduğun yerden baba parasıyla yaşamak kadar kolay da değil. pek çoğunuz it gibi çalışacak ve karşılığında lise terk bir patrondan güç bela aylık 3 bin liradan daha az bir maaş alacaksınız senelerce. bazılarınız iş kuracak, batıracak. bazılarınız hiç bir baltaya sap olamayacak, sonunda bir eşin dostun torpiliyle bulduğu masa başı bir işte ömrünü çürütecek. maalesef dünya sizin etrafınızda dönmüyor. her işiniz de rast gitmeyebiliyor. bunu ne kadar erken anlarsanız, o kadar iyi sizin için.
ama dünyanın düzeni bu diye karamsar olmaya da gerek yok. mutlu olmak için çok büyük paralara ihtiyacınız da yok zaten. yeter ki istediğiniz işi yapın. istediğiniz gibi bir hayat sürmeye çalışın. varsın altınızda ferrari olmayıversin! 2003 model bir fiata binip, sevdiklerinizle mangal yapmak, tatile çıkmak size ferrari sürmekten çok daha fazla mutluluk verebilir. eğer eğlenmesini bilirseniz.
şimdi bu kafadaki bir insan, eğer sevmiyorsa tıbbı neden bırakmasın? neden mühendisliği terk edip, işletme okumasın? yeter ki sevdiği bir bölüme yerleşsin, istediği alanda geliştirsin kendisini. gerisi de kader kısmet zaten.
güncel Önemli Başlıklar