tarikat

tarikat, 'Allah'ın yolundan çıkaran'dır. bunu tarikatların düşünce yapısından, felsefelerinden, Kur'an'a ve peygambere muhalefet etmelerinden, şeyhlerini peygamberden de üstün görmelerinden, şeyhlerine 'günah çıkarmak ' ve 'cenneti satın almak' için değer vermelerinden anlıyoruz. dinin nasıl rasyonel çizgiden çıktığını ve bir 'çıkmaz' a saplandığını tarikatları inceleyerek görebiliriz. mesela tarikatların nefisleri (benlik aşamaları) sınıflandırması vardır. nefs-i emmare (kötülüğü emreden nefis), nefs-i levvame, nefsi radiye.... nefsi kamile (mükemmel, günah işlemeyen nefis)...

salik veya mürit (aday kişi) bu aşamaları tek tek geçmek zorundadır. bir aşamadan diğer aşamaya geçmenin tek ölçüsü rüya görmektir. mesela nefsi emareden nefsi levvameye geçmek için (bol bol zikir ve ibadetten sonra) peygamberi rüyada görme zorunluluğu vardır. nefsi levvameden bir üst aşamaya yine rüya görerek geçebilirsin. fakat bu rüyanın içeriği bu aşamada değişmiştir. evcil hayvan , gökte uçmak, yeşil ağaçlar ovalar, serin ve güzel sular görmen gerekir. şeyh müridin rüyada ne gördüğünü her gün anlattırır ve bu rüyaları yorumlar. bir şeyh aynı zamanda çok iyi rüya tabircisidir. bununla ilgili özel çalışmalar, ciltlerle kitaplar da yazılmıştır.

özetle efenim, akılla, çalışmayla, ilimle, fenle, düşünmeyle, araştırmayla, eğriyi doğrudan ayırmayla, insanlara iyilik güzellik yapmakla, sosyal hayata aktif olarak katılarak sorunlara çözüm üretmekle nefis, insan-ı kamil olamaz. onun insan-ı kamil olmasının tek ölçüsü gördüğü rüyalardır. işte bir dinin köküne bu şekilde dinamit konur. sonra bizim ergen ateistler dinin bu olduğunu zannedip dine küfreder.