bugün

kötülüğe karşı iyilik yapmak

bir çok insan yaşamı içerisinde karşılaştığı bu durumu anlamaya çalışırken, kendisine yapılan kötülüğe (he tür) alternatif savunma geliştirmektedir. başına bir insan tarafından kötülük açılmış kişiler, bunun karşılığında iyilik yapmayı enayilik, salaklık, saflık, eblehlik vb sıfatlarla nitelendirebilirler. Bunun sebebi "yara" almalarından dolayıdır. Tepkilerini sağlam bir temele dayandırmıyor ise, maruz kaldığı kötülüğü ekarte edemeyecektir, kendisine zarar verdiği halde bu zararı kazanca dönüştüremeyecektir.

peki nedir o "sağlam temel" yani, kişinin başına gelen zararı ve kötülüğü kazanca, faydaya dönüştürmek için ne yapmalıdır? hangi uygulama bu duruma "kesin" çözüm sunucaktır. nedir onu kurtaracak olan temel? ve yapılan kötülüğe karşı iyilik yapmanın kazançlı çıkabilmenin sınırlarını nasıl belirleyeceğiz?

allah bu nokta'da inananlara ve mü'minlere bu durumdan kazançlı çıkmayı sağlayacak şekilde konuya açıklık getiriyor;

"Hem iyilik de bir değildir kötülük de. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendisi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün." (Fussılet 34)

Ey mü'minler! Şu anda kötülük ve kötüler, kötülük taraftarları, size karşı çok güçlü, çok kalabalık görünüyor olabilir. Siz iyilik taraftarları da bu kötüler karşısında kendinizi çok zayıf ve güçsüz hissedebilirsiniz. Ama bilesiniz ki, kötülükle iyilik asla bir olmaz. Kötülük taraftarlarıyla iyilik taraftarları asla bir olmaz. Unutmayın ki, kötülük fıtraten zayıftır. Kötülük ne kadar güçlü görünürse görünsün yıkılmaya, yok olmaya mahkumdur. Çünkü insan fıtratı kötülüğü asla sevmez. Kötülük, asla taban tutmaz. Kötülük taraftarları hangi devirde olursa olsun, ne kadar da çok olurlarsa olsunlar asla vicdanlarda kabul görmeyecektir. Kötüler, sadece iyilerin vicdanlarında değil, kendi kendilerine de aslında kötü ve zalim olduklarının farkındadırlar ve sürekli bunun ezikliği içinde bulunmaktadırlar. Onlar sadece başkalarının gözünde değil, aslında kendi vicdanlarında, kendi fıtratlarında yok olması gereken varlıklardır. Bunun aksine iyilik taraftarları, islam ve Müslümanlar zahiren zayıf da olsalar, güçsüz de olsalar sonunda onlar mutlaka insanlar arasında kabul görecek ve galip geleceklerdir. Çünkü fıtrat bunu gerektirmektedir. islam mutlaka eninde sonunda vicdanlarda kabul görecektir. Bu, yeryüzünde Allah'ın fıtrat yasasıdır ve bunun değişmesi de kesinlikle mümkün değildir. "iyilik, islam yeryüzünde hiç savunucuları olmasa da kendi başına kalpleri fetheden bir güçtür".

Öyleyse ey peygamberim! Ey peygamber yolunun yolcuları! Sizler iyilikten yana olun! Sizler, size kötülük yapmadan yana olanlara iyilikten, af'tan yana olun! Size kötülük yapan kimselere karşı kötülük yapma imkanına sahip olduğunuz halde kötülük yapmayın! Kötülük yapana, kötülükle mukabelede bulunmamak ihsandır. Hatta kötülük yapanlara karşı kötülükle mukabelede bulunmadığınız gibi, üstelik onlara iyilikte bulunmanız mesajınızın gönüllere nüfusunu sağlayacaktır. Sizin bu ihsanınız karşısında en zalim insanlar, en katı kalpliler bile eriyecek ve sonunda size düşmanlık besleyen insanların size sıcak bir dost olduğunu göreceksiniz. Dün sizi yok etmek isteyen zalimlerin, yarın sizin davanıza gönül verdiğini göreceksiniz. Böyle gözü dönmüş, size kötülük yapmak isteyen birine karşı o anda söylenecek güzel bir söz, tatlı bir tebessüm, sakin bir konuşmanın, o anda birdenbire ortamı değiştiriverdiği, kötülük yapmak isteyenin bile utanarak bu kötülükten vazgeçtiği çok görülmüştür. Öyleyse daha büyük kötülüklere fırsat vermemek, daha büyük felaketleri tevlit etmemek için, kötülük karşısında kötülüğü değil, kötülük karşısında iyiliği tercih etmeliyiz. Tüm kötülükleri iyilikle savuşturmak zorundayız.

Size küfreden birine küfretmemeniz bir iyiliktir, ama ona küfretmemekle birlikte, onun yaptığını yapmamakla birlikte bir de ona karşı duada bulunmanız en büyük iyiliktir. işte böyle kötülüğü iyilikle savuşturun. Ama bu gerçekten zordur. Bu gerçekten nefislere zor, insanlara ağır gelir.

Lakin: "Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olanlar kavuşturulur." (Fussılet 35)

Bu gerçekten zordur. Kötülüğe karşı iyilik yapmak her kişinin yapabileceği bir şey değildir. Bu, ancak sabreden erlerin kazancıdır. Bu, ancak sabır erlerine bir vergidir. Yani kendi nefsinden çok davasını düşünen, insanların Allah davasına gönül vermelerini şahsından ön planda tutan, davasının gönüllerde yer bulması ve muzaffer olması uğruna her şeyini feda edecek kadar sabreden kişiler ancak bu duruma ulaşabilir. Tabi bu arada kişinin nefsi devreye girerken, iyiliğin, islam'ın zaferine asla tahammülü olmayan şeytan da devreye girecektir. Ne mutlu şeytana ve nefsin dürtülerine rağmen bunu becerebilenlere. ve ne mutlu dünya'nın değil ahiretin kazancını düşünenlere.