bugün

full metal jacket

Amerikan askerlerinin nasıl eğitildiğini adeta oradaymış gibi görme şansı bulduğumuz film.
Filmi izlerken, Amerikalıların değimiyle başlarda gerçekten de birer işe yaramaz pislik torbası olan acemilerin nasıl da askere dönüştüklerine şahitlik ediyoruz. Çavuşun bu gençleri adam etmek için yaptıkları, sert tutumu, söyledikleri acaba ciddi mi yoksa dalga mı geçiyor ikilemine düşürüyor. Adam askerleri bir ellerinde tüfekleri, diğer elleri malafatlarında koşarken 'bu benim tüfeğim, bu da benim silahım, biri savaşmak için, biri eğlenmek' diye marş söyletiyor ama bir kez olsun gülmüyor.

ilk yarının sürpriz şekilde son bulmasının ardından askerleri vietnam'da görüyoruz. Filmin bu kısmını izlerken herhalde orada olsaydım aklımda kalacak anılar ancak bunlar olurdu diye düşündüm. Tek garipsediğim şey askerlerin birbirlerine laf sokarken hiç duraksamadan, çok akıcı ve hatasız konuşmaları oldu. Cephe gerisinde, kışlada ve cephede olanlar eğlencelik savaş filmlerinin aksine savaşın aslında zannettiğimizden ne kadar farklı olduğunu bize oldukça net bir şekilde gösteriyor. Bir askerin itaatsizliğinin kaç kişinin ölümüne neden olabileceğini, bir tek kızın bir grup askeri ne hale getirebileceğini izlemek gerçek dünyanın pop-corn sinemasıyla arasındaki farkları gözler önüne seriyor.

Ve en dangalak ve acımasız askerin şunları söylediğini işitiyoruz:

Bu bir savaş değil, bu bir katliam.