bugün

ufuk uras

özgürlük istemi parlamentarist hayallere sığmaz. liberal bir uzlaşmacılık içinde bunu sığdırmaya kalkan uras'ın sol(!) adına saçtığı inciler birbiri arkasına geliyor. milletvekili seçilmesinin hemen ardından yaptığı bir röportajında liberalizm bulamacındaki sol(!)'unu da ortaya koyuyor.
"... yabancı sermaye ve krediler tabii ki ülkeye gelir. önemli olan bunu nerede kullandığınız önemli. sermaye akımlarına yarattığı katma değer, know how, istihdama katkısı açısından bakıldığında sonuç ne? sıfır. bu sermaye eroin bağımlılığı gibi, kısa vadeli giriyor, çıkıyor. yoksa kim ülkeye yatırım yapılmasına, istihdam alanı açılmasına karşı çıkabilir. istihdam yaratan yabancı sermayeye karşı çıkmak anlamsız."* tusiad'a selam çakan uras, türkiye'nin lula'sı olmaya soyunmuş bile. emperyalizme karşı olmayan bir sosyalist ideoloji olabilir mi!

"düzeltilmiş kapitalizm" hayalleri içinde tbmm'ye gelmeden önce güvenpark'ta romantik anlar içinde yemin ederken bir yandan tüm sınıfsal çelişkilerin üzerinden atlayarak "aşk ve devrim(!)" nutukları atmak öte yandan kendilerini ablukaya almış çevik kuvvet polisine de "üniformalı yoksullar, hoşgeldiniz" diye sevgi saçmak neyin gösterisidir? elde üç karanfille atıf yaptığı 3 genç devrim insanını parlamentarizm hayallerine alet etmek işin başka acı boyutu. mahir, hüseyin ve ulaş'ın yaşamları ve hayalleri bu düzen içi sevdalara sığmayacak kadar büyüktü.

haydarpaşa garı'nda milletvekilliği heyecanı içerisinde dili iyiden iyiye açılan uras bir de 3 m formülü bulmuş ki takdire şayan! uras, 3 m diye telaffuz ettiği bu formülasyonla muhammed'i, mustafa kemal'i ve marx'ı yan yana getirmekten bahsediyor. bu ülkenin ilk komünistlerinden katledilen mustafa suphileri, 12 eylül'de katledilen sosyalizm için mücadele eden yüzlerce insanı, maraş'ı, sivas'ı bu söylemin neresine koyuyor acaba?

son olarak; evet arkadaşlar kızıyorum. sosyalizmi, özgürlük mücadelesini liberalizmin sosuyla bulamaç edip "çözüm" diye, sadece umutları kalmış insanların önüne koyulan bu aldatmacaya kızıyorum.