15 mayıs 2013 thy grevi

kim hangi davayı savunursa savunsun, karşıt görüşle nabzı yükselmeden konuşabiliyorsa konuşma çok güzel bir hal alır. amma velakin bazı pantolon giyen hemcinslerimiz bunu beceremiyor tıpkı her ehliyeti olanın otomobil süremediği ve de her siki olanın iyi sikişemediği gibi. neyse dağılmayalım.

bölüm 1

çalışanlarının yarısından fazlası kadın olan bir şirketten bahsediyoruz. kadınlar geneli değil elbette ama çoğunluğu bu gibi kararları almakta bir çok kişiye danışır, araştırır, sorar dinler, kararsız kalır en sonunda kafası karışır hiç bir şey yapmaz.

thy çalışanlarının şu andaki davranış misyonu ne şiş yansın ne kebap. sendika üyesi ama greve katılmıyor işine gidiyor, sendika üyesi değil şirketine inanmış aynı hakları alacağını umut ediyor. efelik yapmak kolay iş icraata geldiğinde zortluyor. toplumun çok çok büyük kesimi yalancı ve iki yüzlü olmuş iken thy çalışanlarının da çok dürüst olması ne kadarlık bir yüzdedir? o yüzden sevmediği sendikaya sırf daha fazla hak alabilmek için girebilir. sendikayı maşa olarak kullanabilir. sendikaya üye, hakları da dibine kadar kullanıyor diye greve katılmak zorunda mı? ha şimdi köylü edebiyatı yapıp vicdandan dürüstlükten bahsedersiniz şimdi. vicdandan bahseden yine bu kişiler uçağın içinde bir kişi su istediği zaman, ardından 3-5 kişi daha su istediğinde o suları içlerinden hangi küfürleri ederek getirdiklerini o hassas ve narin vicdanlarına soruyorum. iki yüzlülük hayatın her alanında dostlar.

ucuz oduncu gömleğini sırtına geçirip üzerine de işçiler gibi yelek giyip gariban rollerine bürünen sendika başkanını seçmek siz uçuş personelinin beceremeyeceği bir iş. peşin hükümlerini içinde tut, bak açıklıyorum hemen.

ayın 7-8 günü boşsunuz. hepiniz yorgun argın geliyorsunuz. zaten seçim zamanı yine bir çok çalışan mesaide! mesaide olmasanız bile özel işleriniz var sosyal hayatınız var kim sikine takar sendika seçimini? yukarıda sıkça bahsettiğimiz vicdan kelimesini hatırlayalım tekrardan. hanginiz halkalıdan, yeşilköyden oy atmaya gider? insan en güzel kendisini kandırır, unutmayalım. maalesef bu böyle. yineliyorum, bu grevler olmasa kaç kişi tanıyordu oduncu gömlekli sendika başkanı amcayı?

o yüzden işi havada değil yerde olan insanların seçtiği kulüp başkan olaylarını emsal almıyoruz. alamıyoruz.

bu grevler de olmasa hangi biriniz tanıyacak sendika başkanını? haa bir de sendikaya üye olup greve katıldınız diye iki yüzlü olmaktan kurtulamazsınız yok öyle…

305 konusunda thy'nin 2 seçeneği var. hangisini isterse onu uygular. tazminatlarını verip yollamayı tercih edecekler diye düşünüyorum. maalesef. maalesef diyorum çünkü sendika bu olayı inat haline getirdi. yoksa çalışanına bu denli kıyım yapmaz kimse. işe alacak diye bir zorunluluk yok ayrıca!!!

sendika, 305 kişinin lehine bir sonuç olmamasını elbette koz olarak kullanabilir. bu bir avantaj. ama sendikanın bir şey yapamadığının da bir göstergesidir bu. iş yapabilme kabiliyeti yok, iş bitirme yok, sonuç elde edemiyor, her ne sebepten olursa olsun netice yok! çalışanının yanında sadece 'manen' tıpkı onlarca akıl veren aptallar gibi! bu da çok büyük bir dezavantaj yaratıyor. insanların sendikaya olan inancını ve güvenini derinden sarsıp var olan grevin cılız olmasını sağlıyor. şimdi düşünün bakalım avantajı mı yoksa dezavantajı mı daha karlı bir hareket!

önceki yazımda grev diye yazmışım bir yanlışlık olmuş, mayıs 2012 yılında yapılan kanuni bir grev değildir. grevin kanuni hükmü olabilmesi için buyrunuz
--spoiler--
2822 Sayılı Toplu iş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu Grev ve lokavt kararlarının tebliği:  
Madde 28 - 27 nci madde uyarınca alınan grev ve lokavt kararları, karar tarihinden  itibaren  altı  işgünü içinde karşı tarafa tebliğ edilmek üzere notere ve kararın  birer  örneği görevli makama tevdi edilir. Grev ve lokavt kararı işyerinde veya işyerlerinde kararı alan tarafça derhal ilân edilir. 
--spoiler--

şu anda bir çok polisin olmasının sebebi uçuş personeline saldırılması, yine thy personelinin işe gitmelerine tacizle engel olunması ve bir sürü çirkin olaydır. geçen yıl ki grev değil çünkü işverene herhangi bir bildirim yok. o yüzden hazırlıksız yakalandılar ve sıçtılar. ne polis vardı ne grev kırma hareketleri ne de planları.

yine anayasanın 54. maddesinin b- grev hakkı ve lokavt açıklamasında 'Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiçbir şekilde engellenemez.' yazıyor. geçen yıl işi engellenen videolara dahi çıkan bir sürü kişi var.

305 kişi için diretmenin dışında başka ne yapmış sendika? hay amına koyayım ya! kimin avukatlık ücretini üstlenmiş? madem bu millletin ağzına sıçtın, kendi kendini siktin o halde sadece manevi olarak değil yetebildiğin kadar madden de yanında olacaksın çalışanın! bedava sendikacılık yok arkadaşım! o insanları sen getirdin o hale!!!

bölüm 2

Görüş, iki temel esasa dayanir. kişinin Kendi dusuncesi ve tarafsiz dusuncesi. Kisiler objektif goruslerini de sunabilirler. kendi görüşünü beyan ederken subjektif görüş oluyor da objektif görüşünü beyan edince objektif armut mu oluyor? (bkz: bsgçk) Hic suphesiz ki bu farklari ayirt edebilmek icin iyi bir dusunme kabiliyetinin yaninda baska seyler de gerekiyor.  herneyse sapmayalım.

Olayi kisisellestiren orospu cocuklari da yok degil goruldugu uzere. Lakin ruzgar kayadan ancak toz alir. Aldigi toz'un yaninda bir de kayayi yalar. 

grev tam gaz full gaz full depo gidiyor nidalarına anırmalarına gerek yok. görünen köy kılavuz istemiyor zaten. bu denli yırtınmalar grevin cılızlığını destekler nitelikte yırtınmalardır. gerek yok.

Bazi sorular vardir, cevaplari kendimiz bulabilecegimiz. çok uzakta da değiller, ha biraz üşengeciz o da ayrı! Fakat israrla cevap almak isteyen beyin, sorar cevaplar apaçık ortada oldugu halde. beyin işte!

bölüm 3

thy geçen yıl uğradığı zararın bedelini ödeyecek kişi ya da kurum isteğinde direttiği için ve sendika da bu bedelden kaçtığı için fatura 305 kişiye kesilmiştir. thy'nin sendikadan istediği bedel, yönetimin ve başkanın değişmesi yönünde olduğunu düşünüyorum. kalkıp milyon dolar ödeyecek değil ya!

greve takılmış gidiyor herkes ama unutulan bir çok konu var.

thy'nin ilk olarak geçen yıl işe aldığı part time'ların bir çoğu 1 mayıs'ta full time'a geçtiler. bu adımın part time'ların gerçekten düşünüldüğünden değil de grevi kırma yolunda bu vesileyle çalışanlarında full'e geçtiğini düşünüyorum. haliyle parttan fulle geçen çalışan sendika üyesi değil. sendika üyesi olsa dahi daha yeni full olduğu için işini kaybetme korkusunu iliklerine kadar hisseder böylelikle de grevi kırar, amına bile koyar ki koyuyor zaten.

sonra, bir çok yeni alınan part time'ların mayıs ayında uçacak şekilde hızlı ve planlı şekilde eğitildiklerini böylelikle grevi kırma yoluna girdiklerini düşünüyorum.

eğitimde olan full'ler o hafta pazartesiden sonra eğitimleri yarım bırakılarak hemen uçuşlara verildi.

305 kişi aniden gelmeyince anası sikilen thy şimdi 209 kişinin yokluğundan bu şekilde eklenmiyor. 209 kişiyi baypass ediyor. kaç kişiye kadar baypass edecek hep birlikte göreceğiz.

uçanlar uçuş saatlerini daha iyi bilir ben net saatleri bilmiyorum. 500 part time mayıs ayına yetiştirilip, en az 200 part full e geçmiş.

1 gecede kendi adamı hakan fidanı korumak için kanun çıkaran bir başbakanın adamından bahsediyoruz. yani boş konuşuyoruz.

thy ve sendika arasındaki bu savaşın galibini hep birlikte göreceğiz. tek temennim bireylerin zarar görmemesi. gerisi umurumda değil. böyle biline böyle anıla. haydeee...

en iyi işveren, işçisini sendikaya mahrum bıraktırmayan işverendir.

edüt: ekleme

revizyon soruları karşısındaki muğlak ifadeler verip konuyu maddi tatmine çekmek, revizyonu geçiştirmek thy'nin başardığı iş, sendikanın 305'te diretmesi thy'nin ekmeğine trabzon tereyağı sürüyor. bu iş bu sendikayla olmayacak gibi...

ayrıca cnbc-e'de ki konuşmayı izledim de koskaca şirketin en üst yöneticisinin bir sendika başkanıyla laf dalaşına girmesi hiç yakışık değil. keza kravatsız çıkması da. sanki namazdan çağırmışlar gel röportaja diye...