bugün

uludağ sözlük

sahibi zall'dır ve kimse kusura bakmasın ama dalağını sikim bu sözlüğün tamam mı.

çünkü ben sabah 7 den akşam 7 ye kadar bu sözlükte takılan biriyim. işim gereği çoğu vaktim boş çünkü... doğal olarakta paso okur okur okurum.. e peki ne okuyorum abi?. tabiki am göt meme. sol framede başka bi bok yok çünkü.. doğal olarakta senelerdir bu şekil takılınca balatalar gevşedi burda.

( ekmek çarpsın şu yazıyı yazarken elim ayağım titriyor...)

zira az evvel toplantıdan çıktım. aslında pozisyonum gereği böyle ağır toplantıyla hiç işim olmaz. sıradan, pasif, orta halli bi çalışanımdır. bu tip toplantıları genelde müdürler ( kodamanlar ) yapar.

hülasa çağırdı sekreter, kuki patron seni de toplantıya çağırıyor dedi. ciddi misin kız dedim. he valla ciddiyim dedi.

hayırdır inş deyip daldım salona. karşımda genel müdür zeki bey oturuyor. onun yanında ticari pazarlama müdüresi figen hanım var. çok seksi bi kadın. yanımda da satın alma müdürü pinti hilmi var -ki patronun yanında hilmi bey diyom-

neyse girdi patron içeri. sanki gece siki kalkmamış gibi surat ifadesi var. sanki karısı da buna ihihii kikiki diye gülmüş sanki. kaşının biri aşağıda biri yukarda bakıyor. bildiğin sevişememiş işte.. konuştu konuştu ve birden sesisini yükseltmeye baladı. zeki bey dedi, 2013 e çok kötü girdik. belirlediğimiz hedefin çok çok altındayız. satışlarımızda hep iadeler oluyor. plasiyerler, şefler, müdürler bunlar ne iş yapar dedi. zeki bey de bıdı bıdı yaladı yuttu. sıra hilmi'ye geldi. siz hilmi bey '' ürün alırken bir çok şirketle temas haline geçiyor musunuz. daha kalitesini, daha ucuzunu araştırıyor musunuz. son aldığımız 50 koli maldan zarar ettik. meğer daha ucuzu varmış '' falan filan dedi. hilmi de usta bi manavreyle işi halletti.

sıra bana geldi. siz dedi kukla bey ( bağırıyo göt ) '' marketlerdeki o mörş elamanlarıyla ilgilenin diye zeki bey size talimat vermedi mi? hiç ilgilendiniz mi? takip ettiniz mi onları'' dedi.

gırkk diye yutkundum, verdi tabi fatih bey dedim, daha geçen hepsiyle toplantı yaptık. şefler de her markete gittiğinde denetimini yapıyor. yine yapacağız toplantı dedim. ( yalan amk. ne toplantı yapması, 12 saat onlineyiz, entry giriyoz paso )

''ne zaman yapacaksınız'' diye daha gür bir sesle bağırdı.

kafamı hafifçe patrona doğru çevirip '' am itibarıyla bugün yapcaz fatih bey '' dedim.

( ohaa anasını.. am dedim lan ben. bildiğin toplantının ortasında am dedim. şimdi ben bu uludağ sözlüğe küfür etmeyim de kim etsin. ben bu zall a kaymayım da kim kaysın. bu toplantı odasındaki yer şimdi yarılmayacaksa ne zaman yarılsınnnn? )

hilmi hemen eliyle bacağımı sıktı. patron sustu. ortam acaip sessiz. zeki beyle figen hanım eşek siki görmüş sevgili gibi bana bakıyor. suratlar şaşkın. çıt çıkmıyor odada. yer de hala yarılmıyor amk. rezillik diz boyu. bir şeyler yapmam gerekiğinden usulca tekrar patrona bakıp '' dediğim gibi an itibarıyla bugün toplantı olacak fatih bey '' dedim. ( aklım sıra durumu kurtaracam. an diyorum bu sefer... anını sikim )

patron kıstı gözünü. tamam kukla sen çıkabilirsin dedi.

kalktım ayağa...

hiç bir kapı tokmağını bu kadar arzuyla kavramamıştım.. açtım kapıyı ve çıktım.

sekreter gördü. noldu kuki niye geldin dedi.

''am var dediler geldik'' dememek için kendimi zor tuttum.. tekrar yutkundum. yok bir şey deyip odamın yolunu tuttum.

özetle sözlük; işte bunlar hep senin suçun.. eskiden dutluktun... şimdi hıyar tarlası oldun...

nolcak sonumuz hayrolsun mına koyum. sıyırdık iyice...