bugün

şeriatçı müslümanların atatürk ü sevmediği gerçeği

Atatürk ü sevmeyi yada sevmemeyi bir yana bırakıyorum. Burada daha vahim bir konu var. Öncelikle bu tür başlıkları açan şahsiyetler ya müslüman değil, yada islam hakkında yeterli bilgi birikimine sahip değiller.
Öncelikle şeriatın kelime anlamını öğrenmek gerekiyor. Her müslümanım diyen şahsiyet aynı zamanda şeriatçıdır.
Şeriat kelimesini kol kafa kesmek olarak algılayan ve yanlış anlayan bir çok arkadaşımız var.
Casiye/18. ayette Bundan sonra seni emirden olan bir şeriât ile vazifelendirdik buyrulmaktadır. Şeriat ile derken bir kanun ile. Şeriat demek kanun demektir, yani şeriat allahın koyduğu kanunlar anlamındanır. Her insan imanın şartı olan allahın kitaplarına inanmak maddesini tastik ediyorsa müslümandır. Allahın kitabına inanıyorsak allahın koyduğu kanunlar bu kitapta bildirilmişse müslümanın şeriatçi olmamak, yani allahın kanunlarına karşı gelmek, inanmamak gibi bir seçeneği yoktur.
Şeriatı kişiler uygulayamaz, şeriati devlet uygular. idama cezasını devletin görevlendirdiği hakimin kararvermesi gibi mesela.
Şeriatte sen benim kardeşimi öldürdün bende senin kafanı keseceğimm diye bir şey yoktur. Bu kan davasına girerki, peygamberimiz kan davasını kaldırmıştır ve islamda kan davasının yeri yoktur. Aynı günümüzdeki gibi mahkemeye çıkılır şahitler gerekenleri söyledikten sonra kısasa kısas uygulanabilir. Bunuda şartı vardır. kişinin idam edilmesi için bilerek öldürme suçunu işlemesi gerekmektedir. Zinadada durum aynıdır. 1 kişinin şahitliği ile kimse idam edilermez. Zina suçunda kadın zina yaptığını itiraf etmesi ve 4 kişinin şahitliği gerekemektedir. Daha sayamayacağım bir çok şey var.
Sizden ricam anlamını bilmediğiniz kavramları karalamamanızdır. Her ülkenin bir ceza kanunu olduğu gibi, şeriatde islam ülkelerinin ceza kanunudur ve caydırıcılığı diğer kanunlara göre çok daha yüksektir.