bugün

hakkı devrim

irfan külyutmaz müstear adıyla zamankitap da yazan hilmi yavuz un okkalı bir eleştirisine mazhar olmuş yazar kişisidir.

--spoiler--
Canımdam muazzez kaarilerim, Rabbime binlerce hamdüsenalar olsun ki, tekrar mülaki olduk. Geçen aydan bu yana, nasılsınız, eyi misiniz? Cenab-ı hak dan eyilikler temenni edeyorum, Bendeniz de Allh a şükür, eyiyim.
Lakin Hilmi bey kardaşım, gene leyleği havalarda gördü. Her sene mayıs ayı oldu mu, Hilmi bey, kah burada, kah şurda, mütemadiyen biryerlere gideyor. iki hafta önce Çanakkale de idi, oradan da Kıbrıs a gidecek. Fekat bu arada bendenizi de ihmal etmeyor. Her zemanki gibi, elinde bir tomar kazata ile çıkageldi idi. Hoş beşden sonra, o tomardan Radikal kazatasını çekip, bir sahifeyi açarak önüme koydu. Baktım, Hakkı Devrim in sütununa işaret edeyor.

Hazret gene ne herzeler yumurtlamış? deye baktım ki, bermutad Hilmi bey e çemkireyor. Ansiklopedist tavukçu, nevzuhur lisan mütenasiri Hakkı bey’in mutadıdır: Fırsat buldu mu Hilmi bey e sataşmayı bir nature seconde haline getirmişdir. Onun içün, evvelemirde pek aldırış etmedim, lakin bakdım ki hazret, bundan on sene mukaddem cereyan etmiş olan bir münakaşayı, tamamiyle tahrif ederekden nakletmekdedir, o zaman bu naşerife okkalı bir cevap vermek farz oldu, deye düşünerekden Hilmi bey e döndüm, bir de ne göreyim, kıkır kıkır gülmeyor mu?

Haddizatında Hilmi bey haklı. Belki de Hakkı Devrim efendi ye sadece gülüp geçmek iktiza edeyor, Lakin, siz canımdan aziz kaarilerime karşı, işin hakiki vechesini arzetmek lazımgeldiğini düşüneyorum.

Şimdi size meseleyi minelbab ilelmihrab anlatayım: Bundan on sene evvel, yine bu sütunlarda Hakkı Devrim efendi nin, elalemin Türkçe hatalarını düzeldeyim derken, yapdığı vahim hataları yüzüne vurmuş, evvelemirde, elin gözündeki çöpü göreceğine, kendi gözündeki merteği gör be adam! vasfında bir iki lakırdı etmişdim. Verdiğim nümunelerden biri de "planton" kelimesi idi. Gitdim, validenin ceviz sandığına (herkezin babasının bavulu olacak değil a, benim de (valdenin sandığı var, evelallah!). Orada tasnif etdiğim eski mekalelerime bakdım. Bakınız 26 teşrinievvel (şimdi ekim deyorlar!) 1997 tarihli ve Zaman kazatasında intişar eden mekalemde ne yazmışım:

Saniyen şu "plankton" meselesine gelelim: Hakkı beyefendi, ilk mekalesinde aynen şunları yazmış idi. Mot a mot aktarıyorum:Tramvay yoluna Bebek istikametine mi devam edecek, yoksa bu köşede yol değiştirip plantona sapması mı lazım? Bir sehv-i mürettip, bir dizgi yanlışı mı, deye baktım, yok. Hakkı bey, iki yerde de "planton" deye yazmış. Bana verdiği cevapta "plankton", "planton" deye yazdığından hiç bahsetmeyor, bu bir. insan, kamil bir insansa hatasını kabul eder. Hakkı bey etmeyor. Ben planton deye biliyorsun, irfan bey plankton deye düzeltmiş, teşekkür ederim demeliydi. Demiyor.

"Plankton" bir manasını da "tramvay ve otobüs başlangıç başlangıç ve son istasyonlarında bekleyen memur" olduğunu tebarüz ettirerek Hakkı Devrim Bey, bana cevap vereyor. Eyi amma, zatıaliniz "plankton", istasyonda bekleyen "memur" manasında değil de bizzat" durak, istasyon" manasında kullanmamış mı idiniz? Yukarıda sizden iktibas ettiğim cümleye bakınız: "tramvayın plantona sapması mı lazım?" deyorsunuz. Eğer sizin söylediğiniz gibi "plankton", "istasyonu bekleyen memur" ise, tramvayın memura doğru sapması iktiza edeyor.

Hazret hem kel hem fodul! Hem "planton" u "plankton" deye yaz, hem "plankton" u "durak" manasına değil de "memur" manasına al! On sene evvel, bu mevzuda dersini vermişdim, kabahatini bilip edebiyle otursa ya ( tıpkı Okan Bayülgen in şovundaki, "konu mankeni Hakkı dede gibi!) hayır, illa cevap verecek. Netekim, Radikal de on sene evvelki "planton" meselesini güya bana cevab vermiş gibi nakledip düpedüz yalan söyleyerek kendini temyize çıkaracak! işin aslı yukarıda arzettiğim gibidir, muazzez kaarilerim.

Efendim, arzedeyim: Ben kışın çorap giyerim. Hakkı bey, on senelik ve belki de daha eski bir teşevvüş-ü zihni ile, herhal, beni başkasıyla karışdırıyor: Hoşlanma mes'elesine gelince, ingilizlerin lakırdısını hatırlatmakla iktifa edeyim: ‘The feeling is mutual!’ Yaniya, ben de Hakkı efendi yi fevkalade tatsız ve sevimsiz bulurum.

Telaki gelecek aya inşallah. O zemana kadar Rabb'ime emanet olunuz, muazzez kaarilerim, zatınıza hoşca bakınız. Au revoir, canlarım benim!
--spoiler--

not: yazıda geçen bütün yazım hataları şahsıma aittir.