bugün

joker

yalnızca heath ledger'ın hayat verebildiği kötü karakter. bu kötü karakter heath ile öylesine içten işleniyor ki, hepimiz kendimize dair birer parça bulabiliyoruz bu karakterde.öylesine bizi anlatıyor aslında, hayal kırıklıklarımızı, toplumsal adaletsizliğimizi, paranın gücüne karşı zamanla geliştirdiğimiz öfkeyi, metalaşmaya duyduğumuz tepkiyi.. çok şeyi görebiliyoruz jokerde.
yaralarının hikayesini her seferinde farklı anlatışıyla, histerik bir ailede annesinin gözünün önünde babası tarafından bıçaklanmasıyla, eşine duyduğu sevgi ve fedakarlığın geri tepmesiyle, asit fabrikasında kaza yapıp beyazlaşan yüzüyle bu karakter, gerçekten hayata iyi niyetle yaklaşmış ama her seferinde hayattan tokat yemiş bir karakter aslında. batman kendisine iyilik ve inanç üzerine nutuk atmaya kalktığında ''until their spirit breaks completely'' cümlesini kurabilecek kadar kırgın bir masum çocuk joker aslında. binadan düşerken, kendi ölümünün böylesine komik olmasına bile gülmesi, kendisinin ne denli bir şizofren haline geldiğini göstermek açısından etkileyicidir.
the dark knight haricinde tüm joker karakterleri, az kırıktır, deli doludur, hüzünlüdür ama yaptığı saçma yaramazlıklarla eğlenmeye çalışır, huysuz virjin tadındadır. ancak heath'ın jokeri hiç de öyle sevimli çatlak değil, piskopatın dibidir. bana victor hugo'nun sefillerdeki şu cümlesini anımsatacak kudrette bir oyunculuk sergilenmiştir:
''eğer ruhumuz karanlıkta kalırsa, günahlar çıkar ortaya. Suçlu günahı işleyen değil, suçlu karanlığı getirendir.''