bugün
- iftara davet edilecek sözlük yazarları17
- hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın31
- emekliler ek iş yapsınlar diyen mhp'li vekil23
- kastamonu da kafasına ampul takıran akp'li genç15
- dinsiz olmakla övünen yavşak13
- 2024 yerel seçimleri13
- en iyi çikolatalı gofret markası8
- manyak olmaya karar verdim21
- bir sözlük kızını sahiplenmek15
- kadınlar beni neden hep reddediyor14
- laftan anlamaz sözlük yazarları9
- icardi190536
- kuresel ikinma'nın artık eskisi kadar yazmaması9
- et fiyatlarının insanları çıldırtmıyor oluşu8
- ideal erkek fiziği anketi30
- karabük11
- akp'ye oy vermeyen emekli şerefsizdir23
- pompanın en cok döndüğü 5 üniversite10
- osideusu kıskanan yazarlar10
- turgut altınok13
- ideal kadın vücudu anketi16
- yazarların 2010lu yıllarda en sevdiği 3 yıl18
- imamoğlu'nun kirli rant ağı deşifre oldu9
- hollanda da ineğe hallenen gurbetçi12
- anın görüntüsü8
- 26 mart 2024 cübbeli ahmet'in kalp krizi geçirmesi20
- rockefeller ailesi vs rothschild ailesi12
- mental bozuluğu olan yazarlar sıralı tam liste21
- bir sözlük erkeğini öpmek10
- pazarda yerden sebze toplayan emekli15
- tuborg10
- sahurdayız uludağ sözlük14
- her sabah güler yüzle uyanan insan16
- kafanın içindeki sürekli konuşan ses16
- tedavisi bulunamayan hastalıklar15
- dondurmalı irmik helvası9
- belediye başkan adayıyla tokalaşmak10
- tarafıma az önce gelen moral bozucu mesaj8
- evlenirseniz çocuk yapar mısınız9
- çin medeniyetin yeni kıblesidir13
- güzel bir kıza iltifat etmek17
- oyumuzu neye göre veriyoruz14
- taliban dış işleri bakanlığı ofisi fotoğrafı11
- türkiye de lise öğrencilerinin durumu16
- murat kurum19
- zenci bir kız evinize gelse naparsınız18
- fenerbahçeye verilen hissiyatımsı penaltı15
- karabük üniversitesi12
- en ilginç kadın isimleri12
- polat kalafat8
http://www.evrensel.net adresinden alıntıdır.
işsizlik
Seçime giderken burjuva medyası ve siyasetçileri suni meselelerle gündemi doldurmaktadır. Seçim zamanı tartışılmak gereken gerçek bir soruna değinelim.
Türkiye istatistik Kurumunun son verilerine göre Şubat 2007 'de genel işsizlik oranı yüzde 11.4, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 14.2 idi. Genel işsizlik oranını hesaplarken tarım yapan ailelerin kadınları ve çocukları da işletmede çalışmakta sayıldığından, işsizlik oranını küçültmektedir. Bu sebeple yüzde 14.2, işsizliği göstermekte daha anlamlı bir rakamdır.
işsizlik sorunun çözümünü burjuva iktisatçıları 'büyümede' görür. Büyüme dedikleri mal ve hizmet üretim artışıdır. Yani gayrisafi yurt içi hâsılanın artmasıdır. Daha çok üretim yapılırsa daha çok insan istihdam edilecek; işsizlerin sayısı ve işsizlik oranı da böylece azalacaktır. Acaba?
Tabiî ki istihdam artışının işsizlik oranını artırması için, istihdam edilen insan sayısının işgücüne yeni katılanların (gençlerin, kadınların vs.) ve işten çıkarılanların sayısını aşması gerekir. Yoksa istihdam bundan az artarsa, işsizlik oranı yine yükselebilir.
Sorun bundan ibaret değil. Gayrisafi yurt içi hâsıla artışı daima istihdamı artırmamaktadır. Bazı yıllar gayrisafi yurt içi hâsıla artarken istihdam azalmaktadır. Örneğin 2000'de gayrisafi yurt içi hâsıla yüzde 7.36 arttı, istihdam 467000 kişi azaldı. 2002'de gayrisafi yurt içi hâsıla yüzde 7.94 arttı, istihdam 170000 kişi azaldı. 2003'te gayrisafi yurt içi hâsıla yüzde 5.79 arttı, istihdam 207000 kişi azaldı. Gayrisafi yurt içi hâsıla artışı istihdamı artırdığında da aynı oranda artırmamaktadır: 2006'da hâsıla yüzde 6 artmış, istihdamı da yüzde 1 artırmıştır.
Hâsıla artışı ile istihdam artışı arasındaki bağın bunca zayıf olmasının birkaç sebebi olabilir. Biri, kırdan kente göç eden ailelerde kadınların işgücü dışında kalmasıdır. Başka biri de sanayide ve hizmetlerde üretim artışının işçileri daha yoğun çalıştırarak elde edilmesidir.
O hâlde istihdam sorununu ve (yüzde onun üzerindeki) işsizlik sorununun çözümü iktisadî büyüme değildir.
Yakınlarda bir Ekodiyalog programında işsizlik sorunun çözümü sorulduğunda programın malum şahısları çözümü açıkladılar: çözüm eğitim imiş. Bunun mantığı da şöyle: kişinin eğitim seviyesi yükselirse daha üretken olur, yani patronlara kâr sağlama yeteneği gelişir. O zaman da iş bulma ihtimali artar.
Başka bir ifade ile bu toplumda bir ferdin toplumsal üretime katılıp başı dik, kendi kazancı ile insanca yaşayabilmesi için mutlaka başka birisine kâr üretmesi (ve bunu yapabildiğini kanıtlaması, kendi beğendirmesi) lâzım.
Bu makul bir düzen değildir. Her insan üretkendir. Onun çalışma ve kendi geçimini sağlama hakkı, kendini sermaye sahibi birilerine beğendirmesine bağlı olmamalıdır.
Görülüyor ki istihdam ve işsizlik sorunu özünde bir bölüşme, paylaşma sorunudur. Ülkede mevcut iş yerlerinde herkese iş verilebilir. Çalışanların verimli ve disiplinli çalışması, ayrı bir sorundur ve çözüm yöntemleri vardır.
Kapitalizmin savunucuları bu sistemin 'verimli' ve 'etkin' olduğunu tekrarlayadurur. Etkin demek, kaynakları israf etmeyen demektir. Tarım dışında çalışmak isteyenlerin yüzde 14.2'sini işsiz bırakan bir sistem, nasıl etkin olur? insanları işsiz bırakan bir düzen en müsrif ve ziyankâr düzendir.
Genel seçime gidiyoruz. Tartışılan konu, 367 yeter sayısı olup olmadığı, Gül'ün adaylığı, ittifaklar, birleşmeler, partiden partiye kayanlar.... Yüzde 10'un üzerinde işsizliği, 2760000 işsizi hatırlayan var mı?
işsizlik
Seçime giderken burjuva medyası ve siyasetçileri suni meselelerle gündemi doldurmaktadır. Seçim zamanı tartışılmak gereken gerçek bir soruna değinelim.
Türkiye istatistik Kurumunun son verilerine göre Şubat 2007 'de genel işsizlik oranı yüzde 11.4, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 14.2 idi. Genel işsizlik oranını hesaplarken tarım yapan ailelerin kadınları ve çocukları da işletmede çalışmakta sayıldığından, işsizlik oranını küçültmektedir. Bu sebeple yüzde 14.2, işsizliği göstermekte daha anlamlı bir rakamdır.
işsizlik sorunun çözümünü burjuva iktisatçıları 'büyümede' görür. Büyüme dedikleri mal ve hizmet üretim artışıdır. Yani gayrisafi yurt içi hâsılanın artmasıdır. Daha çok üretim yapılırsa daha çok insan istihdam edilecek; işsizlerin sayısı ve işsizlik oranı da böylece azalacaktır. Acaba?
Tabiî ki istihdam artışının işsizlik oranını artırması için, istihdam edilen insan sayısının işgücüne yeni katılanların (gençlerin, kadınların vs.) ve işten çıkarılanların sayısını aşması gerekir. Yoksa istihdam bundan az artarsa, işsizlik oranı yine yükselebilir.
Sorun bundan ibaret değil. Gayrisafi yurt içi hâsıla artışı daima istihdamı artırmamaktadır. Bazı yıllar gayrisafi yurt içi hâsıla artarken istihdam azalmaktadır. Örneğin 2000'de gayrisafi yurt içi hâsıla yüzde 7.36 arttı, istihdam 467000 kişi azaldı. 2002'de gayrisafi yurt içi hâsıla yüzde 7.94 arttı, istihdam 170000 kişi azaldı. 2003'te gayrisafi yurt içi hâsıla yüzde 5.79 arttı, istihdam 207000 kişi azaldı. Gayrisafi yurt içi hâsıla artışı istihdamı artırdığında da aynı oranda artırmamaktadır: 2006'da hâsıla yüzde 6 artmış, istihdamı da yüzde 1 artırmıştır.
Hâsıla artışı ile istihdam artışı arasındaki bağın bunca zayıf olmasının birkaç sebebi olabilir. Biri, kırdan kente göç eden ailelerde kadınların işgücü dışında kalmasıdır. Başka biri de sanayide ve hizmetlerde üretim artışının işçileri daha yoğun çalıştırarak elde edilmesidir.
O hâlde istihdam sorununu ve (yüzde onun üzerindeki) işsizlik sorununun çözümü iktisadî büyüme değildir.
Yakınlarda bir Ekodiyalog programında işsizlik sorunun çözümü sorulduğunda programın malum şahısları çözümü açıkladılar: çözüm eğitim imiş. Bunun mantığı da şöyle: kişinin eğitim seviyesi yükselirse daha üretken olur, yani patronlara kâr sağlama yeteneği gelişir. O zaman da iş bulma ihtimali artar.
Başka bir ifade ile bu toplumda bir ferdin toplumsal üretime katılıp başı dik, kendi kazancı ile insanca yaşayabilmesi için mutlaka başka birisine kâr üretmesi (ve bunu yapabildiğini kanıtlaması, kendi beğendirmesi) lâzım.
Bu makul bir düzen değildir. Her insan üretkendir. Onun çalışma ve kendi geçimini sağlama hakkı, kendini sermaye sahibi birilerine beğendirmesine bağlı olmamalıdır.
Görülüyor ki istihdam ve işsizlik sorunu özünde bir bölüşme, paylaşma sorunudur. Ülkede mevcut iş yerlerinde herkese iş verilebilir. Çalışanların verimli ve disiplinli çalışması, ayrı bir sorundur ve çözüm yöntemleri vardır.
Kapitalizmin savunucuları bu sistemin 'verimli' ve 'etkin' olduğunu tekrarlayadurur. Etkin demek, kaynakları israf etmeyen demektir. Tarım dışında çalışmak isteyenlerin yüzde 14.2'sini işsiz bırakan bir sistem, nasıl etkin olur? insanları işsiz bırakan bir düzen en müsrif ve ziyankâr düzendir.
Genel seçime gidiyoruz. Tartışılan konu, 367 yeter sayısı olup olmadığı, Gül'ün adaylığı, ittifaklar, birleşmeler, partiden partiye kayanlar.... Yüzde 10'un üzerinde işsizliği, 2760000 işsizi hatırlayan var mı?
güncel Önemli Başlıklar