dışarı çıkacak arkadaş bulamamak

tesadüfler dizisinin bir araya gelmesiyle oluşan insana tırnak yedirten durumdur.

şöyle ki bir yaz günü öğle arası uyanılır. gözler kırpıştırıldıktan sonra saate bakılır. derin bir "puf" çekilerek uyanılır. yüz yıkanır. kahvaltı hazırlanır. zaten saat olmuş 16.00 "birinle dışarı çıkayım şöyle iki çift laf ederim" dersin. cebinden telefonunu çıkarırsın. en yakın arkadaş listenden en samimi olduğunu seçersin basarsın ara tuşuna.

-kanka naber ya.
-iyidir panpa ne yapalım işteyiz.
-aaa panpa ne işi ya tatil değil miydi sana
-yok abi stajlar uzadı artık her gün böyle.
-pazar da mı böylesin la?
-sorma kanka.
-buluşalım diyecektim ama..
-olmaz kardeş bakarız sonra ben seni ararım.
-tamam panpa hoşçakal.
-hoşçakal.

aramaz. ararsa başına taş yağsın diye dua edersin.

en samimi 2. arkadaşını ararsın:

"ayh canııım ya bebeem işim var bu akşam sonra görüşelim"

3. derken:

"ayh harç parasını yatırmıştım yaz okuluna kalmadığım için şimdi geri almaya gidiyorum. bkarız ya snra"

şöyle bir durursun 1 saat geçtikten sonra aramaya devam edersin.

"aaaaaa ben marmaristeyim denizden yeni geldim"
-...

"arkadaşlar bu geje bizde kalcaaak"
-ebe..
-efendim?
-yok birşey hadi bb.

kesin dışarı çıkarım dediğin gün evinde kendi başına kalakalmışsındır. balkona çıkarsın şöyle sokağı bir kesersin. "eskiciyle çay içmeye mi gitsem?", "parktaki çocuklarla mı oynasam?" diye sorarsın kendine. ikisi de birbirini nötrler. sonra kendini dışarı atarsın, pusulası kaymış kayık muamelesi çekersin kendine rastgele bir yere oturursun. yanında kimse olmadığı için etrafı kesmeye başlarsın. o da seni kesmez dönersin evine açarsın televizyonu ayakları da bir karış uzatırsın. ve zaman geçer.

adaletine sokayım dünya.