bugün

mini etek giyip bakan erkeklere kızan kız

hedef kitlesinden memnun olmayan kız olabilir. aynı teoman gibi. teoman da her ne kadar hitap ettiği kitleye yönelik müzik yapsa da kız meslek liselilerin, teenagerların ve de laik müslümanların yoğunlukta olduğu bir kitleye sahip oldu. ahah neyse, konumuz olan bu kız ise, elbette mini eteği kendine yakıştırıyordu. güzel bacaklara sahipti. insanların ilgisinden ve de ortamdaki merkez nokta olmanın keyfini sürmek istiyordu. çünkü başka da bir sikimi yoktu açıkçası.

bakın bu ifademden hizbullah üyesi olduğum düşünülsün istemiyorum. daha geçen yaz bırakma kararı aldım örgütü. dedim abi ılımlı müslüman olacağım, modern islamı yaşayacağım. onlar da sağolsun anlayışlı karşıladılar. eyvallah dediler.

bir insan istediği ebatlarda etek giyebilir.(bakın kadın demiyorum insan diyorum. düşünün bendeki modernliği) bu istediği ebatlarda etek giymesini, istediği amaçlar doğrultusunda kullanabilir. buna ne ben ne de bir başkası ne de rasim ozan kütahyalı karışamaz. rasim ozan karışamıyorsa zaten konu kilit, boşuna burada zaman harcıyoruz ya, neyse...

bu çok bok bir konu. yani "özgürlükler" denen nane o kadar birbiriyle kesişen hadise ki; at özgürlüğü it özgürlüğüne karışmış durumda. bu siktiriboktan denklemi çözmenin en kolay yolu x ve y'ye değer vermek. (x'e değer verdim götü kalktıcılar, hepinize selam heyooo) bu mini etekli kızımız elini milli marş okuyan futbolcu edasıyla vicdanına koyup söylesin; korkmaaa... sdfsd değil. söylesin; bakışlarından rahatsız olduğu y erkeği'ni bize tasvir etsin. lan dur öyle olmasın. şöyle diyelim yahut; 10 birim tahribatında bakan öküz bakışına sahip iki eleman düşünelim. eleman a'yı yüzdeki organların birbirine girmiş olduğu bağrı açık bir mahalle abisi oynasın, eleman b'yi ise kıvanç tatlıtuğ oynasın. (hadi kıvanç'la da şans eseri aynı ortamda bulunmuş olsun)

şimdi sana soruyoruz mini etekli kız, bana bak banaaa, ben erol büyükburç-ahmet çakar kupajı bir canlıyım: aynı birim şiddette olan bakışlardan hangisinde daha çok rahatsız oldun? cevabını en az 10 milyon inananı olan bir dinin kutsal kitabına el basarak söyleyeceksin. bu 1 kilo pamuk mu 1 kilo demir mi sorusunun gayet benzeri bir soru. ama seni burada "ikisi de aynııeee ehe" zekiliğinde görmekten çok, "tabii ki kıvanç ehe" samimiliğinde görmek istiyoruz. çünkü hadisenin kopma noktası burada.

hadi bakalım.