bugün
- namus bacak arasında değil beyindedir14
- sözlük kızlarının 80 kilo üstü olduğu gerçeği11
- çok güzel ama aptal hatun14
- huzur veren kadın35
- çok aşığın var diyorlar9
- bana aşık yazarlar10
- takip ettiğiniz kadının storynize bakması13
- menuet16
- thusnelda12
- anın görüntüsü17
- türkiyede neden herşey pahalı35
- mafyatik herifin kızına bulaşmak9
- uludağ sözlük kapanırsa toplanma yeri21
- bira bardaktan mı içilir şişeden mi sorunsalı22
- yakışıklı olmak çok zor diyen erkek9
- sözlüğün çok durgun olması9
- yapay zeka bilinç kazanırsa nolur10
- fetö'nün galatasaray'ı hedef almama sebebi10
- millette para yoksa neden burger king dolu8
- heidi nin dedesinin ateste peynir pisirmesi16
- yazarların en kötü özelliği26
- fetö'nün son hali9
- kanlı ay tutulması10
- joseph shomolo kuscha'nın böreği19
- tarım bakanın kıymanın kilo fiyatı yorumu12
- pınar deniz11
- tamamen yapay zeka tarafından yaratılmış görsel13
- konuşma ses tonu çok güzel olan kadın17
- barış alper'in gol öncesi elle oynaması28
- açık giyindim diye bakmak zorunda mısın24
- türkiye'nin en kötü partileri13
- kaçak bahis sitesinin galatasaray'a sponsor olması24
- 30 yaş üstü 35 yaş altı araftaki yazarlar klübü21
- çok salak bir şekilde ölmekten korkmak14
- fakirler cennetin olmadığını öğrenirse ne olur19
- ormanda gezerken karşınıza çıkan çıplak kadın15
- sevgilisine köy peyniriyle börek yapan erkek14
- arkadaşlar sizce bu ayakkabı nasıl33
- sözlüğün moda ikonası10
- erkeklerin en itici oldugu anlar8
- aranızda doktor var mı acil9
- yazarların derbi tahminleri9
- gereksiz bilgi ver24
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı20
- the merich10
- asgari ücretlinin yaşama hakkı yok mu sorunsalı9
- sözlüğe gelen yeni yazarlara hoşgeldin diyen mal8
- 17 eylül 2024 galatasaray gaziantep fk maçı11
- moda olarak alevi'ya da kürt şakası yapmak12
- 17 eylül 2024 lübnan çağrı cihazlarının patlaması27
--spoiler--
günün yorgunluğundan kurtulmak için yatağıma uzanmış müzik dinliyordum. önce piyano baskın giriyor, sonra gitar, bas, bateri katılıyor o cümbüşe. intro bitiyor...
bir romanda çirkin oldum hep mutsuz, umutsuz oldum.
hep yarım yanlış okundum; bitmeden unutuldum.
gözümü kapadım, şarkıyı ben söylüyormuşcasına hayal ettim kendimi. önümde bir sürü izleyen var. böyle şeylerden keyif alabiliyorum bazen. bazense keyifsizliklerim düşündürmeye itiyor ya beni. aklıma girdi bir ses ve bir sebep aradı. sahi ben neden yaşıyorum?
göründüğünde ne kadar bir basit soru oysa ki. çoğu insan buna düşünmeden cevap verebilir sahip oldukları sebebiyle. birinin çok sevdiği bir insan vardır mesela "ben onun için yaşıyorum" der; başka biri ise inancı sebebiyle yaşadığını söyler, inancı yasaklar ona kendi iradesiyle hayatına son vermesini. bir başkası çocukları için yaşar, bazıları bakmakla yükümlü olduğu insanlar için. bazılarımızın ise bir yaşama sebebi yoktur. belki bir gaziden fazla darbe almıştır hayattan veya bir köleden daha az özgürdür. peki böyleyse neden yaşıyoruz? her şey kötü, dünya her an daha kötüye gidiyor, bizi buraya bağlayan bir kişi, inanç, neden yok. neden buradayız? ilk soruma bu soruyla cevap verebildim ilk olarak her ne kadar soruya soruyla cevap verilmesinden haz etmesem de.
bir cümlede var oldum; nokta kondum son buldum.
sahi neden hala buradayım? çoğu zaman şikayet ediyorum her şeyden. her an tokat atıyor bana hayat. -daha bir kaç saat önce bir sille daha yedim mesela.- ne bileyim tüm bu dengesizliklerin denge diye nitelendirilmesi, bu saatte sokağın bir köşesinde ısınamayan bir insan veya alacak bir şeyi olmadığı için açlığını unutmaya çalışan insanlar geliyor aklıma. sahi denge nerede? bu dengesizlikleri kabullenmemiz bizim dengesizliğimizdendir belki de. sevemiyorum ben hayatı. hayat, işi gücü benimle dalga geçmek olan bir varlık gibi geliyor bana. hiç olmadık yerlerde, hiç olmayacak şeyleri gözüme sokuyor mesela ve ben ona sinirleniyorum. hayat ona sinirlenmemizi, onunla ilgilenmenizi bekleyen küçük bir çocuk gibi. kimbilir, belki de hayat bizden ilgi bekliyor.
oysa "tesadüf" diyebilsem ne kadar kolay olacak veya kaderci olsam. kaderimde varmış! evet, bunu diyebilsem daha kolay olabilirdi her şey. bilmek sorumluluk getirir.
hala soruyorum kendime, "sebep?"
yaşamımı sonlandırmaktan alıkoyan bir inancım yok. uğruna yaşamayı göze alabileceğim bir insan yok. yarının daha güzel olacağına da inanmıyorum. öyleyse neden hala nefes alıyorum? varlığım neden hala bir yer kaplıyor bu gerçeklikte? evet evet buldum yaşama sebebimi, merak bu!
bu bir intihar mektubu olabilirdi ama hayatın bana yarın nasıl bir kazık atacağını merak ediyorum.
--spoiler--
kaynak: http://uc-noktam.blogspot...12/04/yasama-sebebim.html
günün yorgunluğundan kurtulmak için yatağıma uzanmış müzik dinliyordum. önce piyano baskın giriyor, sonra gitar, bas, bateri katılıyor o cümbüşe. intro bitiyor...
bir romanda çirkin oldum hep mutsuz, umutsuz oldum.
hep yarım yanlış okundum; bitmeden unutuldum.
gözümü kapadım, şarkıyı ben söylüyormuşcasına hayal ettim kendimi. önümde bir sürü izleyen var. böyle şeylerden keyif alabiliyorum bazen. bazense keyifsizliklerim düşündürmeye itiyor ya beni. aklıma girdi bir ses ve bir sebep aradı. sahi ben neden yaşıyorum?
göründüğünde ne kadar bir basit soru oysa ki. çoğu insan buna düşünmeden cevap verebilir sahip oldukları sebebiyle. birinin çok sevdiği bir insan vardır mesela "ben onun için yaşıyorum" der; başka biri ise inancı sebebiyle yaşadığını söyler, inancı yasaklar ona kendi iradesiyle hayatına son vermesini. bir başkası çocukları için yaşar, bazıları bakmakla yükümlü olduğu insanlar için. bazılarımızın ise bir yaşama sebebi yoktur. belki bir gaziden fazla darbe almıştır hayattan veya bir köleden daha az özgürdür. peki böyleyse neden yaşıyoruz? her şey kötü, dünya her an daha kötüye gidiyor, bizi buraya bağlayan bir kişi, inanç, neden yok. neden buradayız? ilk soruma bu soruyla cevap verebildim ilk olarak her ne kadar soruya soruyla cevap verilmesinden haz etmesem de.
bir cümlede var oldum; nokta kondum son buldum.
sahi neden hala buradayım? çoğu zaman şikayet ediyorum her şeyden. her an tokat atıyor bana hayat. -daha bir kaç saat önce bir sille daha yedim mesela.- ne bileyim tüm bu dengesizliklerin denge diye nitelendirilmesi, bu saatte sokağın bir köşesinde ısınamayan bir insan veya alacak bir şeyi olmadığı için açlığını unutmaya çalışan insanlar geliyor aklıma. sahi denge nerede? bu dengesizlikleri kabullenmemiz bizim dengesizliğimizdendir belki de. sevemiyorum ben hayatı. hayat, işi gücü benimle dalga geçmek olan bir varlık gibi geliyor bana. hiç olmadık yerlerde, hiç olmayacak şeyleri gözüme sokuyor mesela ve ben ona sinirleniyorum. hayat ona sinirlenmemizi, onunla ilgilenmenizi bekleyen küçük bir çocuk gibi. kimbilir, belki de hayat bizden ilgi bekliyor.
oysa "tesadüf" diyebilsem ne kadar kolay olacak veya kaderci olsam. kaderimde varmış! evet, bunu diyebilsem daha kolay olabilirdi her şey. bilmek sorumluluk getirir.
hala soruyorum kendime, "sebep?"
yaşamımı sonlandırmaktan alıkoyan bir inancım yok. uğruna yaşamayı göze alabileceğim bir insan yok. yarının daha güzel olacağına da inanmıyorum. öyleyse neden hala nefes alıyorum? varlığım neden hala bir yer kaplıyor bu gerçeklikte? evet evet buldum yaşama sebebimi, merak bu!
bu bir intihar mektubu olabilirdi ama hayatın bana yarın nasıl bir kazık atacağını merak ediyorum.
--spoiler--
kaynak: http://uc-noktam.blogspot...12/04/yasama-sebebim.html
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar