ölümden dönmek

direkten dönmek bu olsa gerek. şöyle ki,
buhar türbünün dibinde yağmur suyu piti yapılıyordu. pitin tam karşısında daha önce yapılmış olan aydınlatma direği var. bu direğin de arkasında yol yapımı için dolgu yapılıyor. silindir dolguyu sıkıştırmak için çalışıyor.

bende bu masum yerde yapılan pitin karşısında projemi açmış boyutlarını kontrol ediyordum.
tam bu sırada cart diye bir ses arkasından küüüt diye başka bir ses. olduğum yerde kala kaldım. sağıma aydınlatma direği düştü. hemen 1 ya da 1,5 m öteme.

arkamı döndüm, silindir geri geri gelirken aydınlatma direğine çarpmış. ortalalık kalabalıklaştı. hse ye götürdüler. su falan içtim. verilmiş sadakan varmış diyenler, geçmiş olsun diyenler, silindir oparatörüne çıkış verilsin diyenler...

sonra dışarı çıktım. hse mühendislerinden biri yanıma geldi.

-"ucuz atlatmışsın, şef!" dedi.
+ne olacak, şef! üstüme düşse ne olacaktı ki... altı üstü bir rapor tutulurdu. hepsi bu.
-sence o kadar basit mi?
+tabii birde tabut ayarlamak gerekecekti.
-çok cool sun?
+*şantiye şefine 200 dolar borcum vardı. onu ödemeyecektim ölseydim.
-*alemsin olum ya!
+nasıl sevinmiştir ölmediğime!
çocuk gülmekten kıpkırmızı oldu.
+bu kadar komik olan ne?
-benimde sana 100 dolar borcum var unuttun mu?
+haha...

(bkz: near miss)