bugün

arşın 7. katının kapısından dönmek.
(bkz: abi şu ölümden dön manav tam karşında)
gibi bir örnek verilmek başta olmak üzere: yol tarif etmektir.**
dün yaşadıklarımdan sonra, bana yaşamı ne kadar sevdiğimi bir kez daha hissettiren olay.

--kendimden spoiler--

e5'te orta şeritte 140'la ilerlerken sol şeritten aynasına bakmayan biri üstümüze kırdı direksiyonu. sağda da araç vardı. az daha ikisi arasında pert oluyorduk! allah'a şükür arabanın performansı, refleks ve allah bizden yana oldu da sıyırdık. o an gözümün önünden hayatım falan geçmedi, sadece yanımdaki insanların zarar görmesine sebep olurum diye korktum. ilk yaptığım şey de onların yüzüne bakmak oldu... o adrenalinle eve kadar gelebildim ama şoka girdim arabadan iner inmez. ağlama krizi geldi! öyle ki göz damarım çatlamış...

gerçekten şakası yok bu işin! saniyelik dalgınlık, saliselik gecikme belki de üçümüzün de sonu olacaktı! bundan sonra yüksek hız falan yok diye söz verdim kendime. birine zarar verebilme ihtimalim olan hiçbir şey yapmayacağım artık. kalbime gömdüm aşkımı.

--kendimden spoiler--
sonrasında, hayatın ne kadar güzel olduğunu insana hatırlatan durumdur.
(bkz: ölmek var dönmek yok)
http://www.youtube.com/watch?v=Bo8taAg49P0
çok sevilen bir insanın ölümden döndüğünü öğrenmektir. ölümden döndüğünü bile bile nasıl olduğunu, hali-hatrını soramamak ise ölmektir.
(bkz: olumden donmek)
9 nisan günü arabamla 2 takla attığım kaza sonrası arkadaslarımın hastanede sık soylediği durum tespiti.akabinde herseyin bası sağlık sohbeti açıldı hep, hakaten oyle 1-2 kırıkla atlattık.
adres tarif ederken kullanılmaz.
3 defa başardığım ama 4.sünün garantisi olmayan yaşam döngüsüdür. Öldürmeyen allah öldürmez *
dün başıma gelen olaydır.4-5 gündür alkol alınmaktadır.bir anda bişeye kızılır ve banyo camında yumruk atmak suretiyle koldaki damarlardan biri kesilir. kan bir türlü durmamaktadır. koşa koşa komşunun kapısına gidilir ve zar zor hastaneye yetiştirilirsin.o kadar kan kaybetmektesindir ki bayılacak gibi olursun ,hastaneye yetiştirilebileceğinden şüphen vardır ve yolda durmayan kanı gördükçe '' tamam buraya kadarmış'' dersin kendi kendine. sonra hastanede serum yersin eve dönersin hayat devam eder. olan yolda kanı durdurmak için kullandığın tshirt e ve banyonun camına olmuştur.ramazanın ilk günü kör kütük hastaneye yarı çıplak gidip rezil olmakta cabasıdır.işin güzel tarafıda yok değildir. alkol un ya da kan kaybının etkisiyle hastanedeki hemşirelerle şakalaşılır, ne de olsa o durumda ki birine kimsenin kızacağı yoktur ve saçmalaması da son derece normaldir.
edit:insanın eli ve bileği bandajlıyken entry girmesi de zor oluyormuş yahu.
öleyazmak.
hayata bakış açısını tamamen değiştirebilen olaydır.

gece vakti yürüyorsundur.
etraf sessiz, sakin.
ailen yanındadır, neşeli neşeli konuşup gülüşüyorsunuzdur.
karşıya geçmeye karar verirsiniz. kalabalıksınızdır, kimisi çoktan geçmiş, kimisi geçmek üzere, kimisi de daha sizin gibi yola yeni adım atıyordur.
nereden geldiği belli olmayan bir araba dalıverir ortanıza. 8 yaşındaki kuzeninizi, annesi tarafından uzağa fırlatılırken görürsünüz, araba çarpmasın diye. anneanneniz kurtulmuştur neyse ki, ama yüzünde şaşkın bir ifade vardır.
ve araba size yönelir.
sola kaçarsınız. araba da sola kırar direksiyonu. farlar gözünüze parlar.
bir ses duyarsınız. arabanın size çarpmasıyla oluşan ses.
ne korna vardır ne fren sesi, zil gibi sarhoş herif durmaya bile çalışmaz çünkü.
havadasınızdır, ayağınız yerden kesilir.
düşünceler kafanıza üşüşür, sevdikleriniz, ayrı düştükleriniz, yapmaya hiç fırsat bulamadığınız ve belki de bundan sonra hiç yapamayacağınız şeyler.
bir ses daha duyarsınız, yere çakılmışsınızdır.
teyzeniz çığlık atar.
etrafınız kalabalıklaşır, herkes öldüğünüzü düşünmektedir.
siz şoktasınızdır, ölmediğinizi kanıtlamaya çalışırsınız ufak hareketlerle.
kan içindesinizdir.

ve bütün bunlar, sadece 1 dakika içinde olur.

gel de delirme.
BU GECE BUNU YAŞADIM SÖZLÜK. ERKEN HiSSETMEK VE FARKINDALIK iLE DOKTORA GiTTiM. ŞUANBEKLEMEDEYiM. SABAHA DEK BEKLEMELiYiM. UYUMAMALIYIM. BEYNiMDEKi UYUŞMA GEÇENE DEK.BU RiSKi ATLATANA DEK.
salak bir porselen vazonun kırılıp, bana kasıtı var gibi sivri bir şekil alarak sol el başparmağımın tüm derisini delmesi, kas dokusunu inceleyebiliyor olmam. o sivri kısım 2 cm daha aşağıya saplansa, bilek olmakta o da, helvamı yerdiniz.

ölümden dönmek sayılı insanın eline geçen bir fırsattır.

-hoyt, ne oldu laan ölüyodum!? demenin ardından beni derin düşüncelere sevketmiştir.

it gibi yaşayıp ölmek de var, çevrene değer katmış biri olarak ölmek de. işte buna karar verdim. üniversiteye başlamadan önce çok da iyi oldu, çok da güzel oldu.

not: azrail topsun olm *
direkten dönmek bu olsa gerek. şöyle ki,
buhar türbünün dibinde yağmur suyu piti yapılıyordu. pitin tam karşısında daha önce yapılmış olan aydınlatma direği var. bu direğin de arkasında yol yapımı için dolgu yapılıyor. silindir dolguyu sıkıştırmak için çalışıyor.

bende bu masum yerde yapılan pitin karşısında projemi açmış boyutlarını kontrol ediyordum.
tam bu sırada cart diye bir ses arkasından küüüt diye başka bir ses. olduğum yerde kala kaldım. sağıma aydınlatma direği düştü. hemen 1 ya da 1,5 m öteme.

arkamı döndüm, silindir geri geri gelirken aydınlatma direğine çarpmış. ortalalık kalabalıklaştı. hse ye götürdüler. su falan içtim. verilmiş sadakan varmış diyenler, geçmiş olsun diyenler, silindir oparatörüne çıkış verilsin diyenler...

sonra dışarı çıktım. hse mühendislerinden biri yanıma geldi.

-"ucuz atlatmışsın, şef!" dedi.
+ne olacak, şef! üstüme düşse ne olacaktı ki... altı üstü bir rapor tutulurdu. hepsi bu.
-sence o kadar basit mi?
+tabii birde tabut ayarlamak gerekecekti.
-çok cool sun?
+*şantiye şefine 200 dolar borcum vardı. onu ödemeyecektim ölseydim.
-*alemsin olum ya!
+nasıl sevinmiştir ölmediğime!
çocuk gülmekten kıpkırmızı oldu.
+bu kadar komik olan ne?
-benimde sana 100 dolar borcum var unuttun mu?
+haha...

(bkz: near miss)
bugün itibariyle başıma gelen durum. arkadaş elim titreyerek ilk defa entry giriyorum. banyo yapmak üzere doğal gazı açma gayreti içindeydim. en son aşamaya geldim tam çakmağı çakacağım, burnuma keskin bir gaz kokusu geldi. kendimi durduramadım çünkü çoktan çakmağı çakmıştım. bir an her yer alev alev oldu. perde falan yanıyordu ki yanan şeylerin arasında tüpte vardı. ya artık şans mı yoksa allah mı yardım etti bilemeyeceğim ama tüp patlamadı. patlasaydı zaten şu an ve de sonsuza dek offline olurdum. ama patlamadı işte *mk. sonra söndürdüm yangını. ama o tüp patlasaydı çok kötü şeyler olurdu sözlük çok kötü.
uyku, ölümün ikiz kardeşidir.
uyanmak, ölümden dönmektir.
uyuyup uyanamamak ise ölümde kalmaktır.
Tam ölecekken ölememe durumudur.

Bugun basima gelen olaydir ayni zamanda. "Dalgali suda yuzmeye calisan universiteli genc boguldu" seklinde haberlere cikabilirdim. Son anda kurtarildim lan. Hayatimin en aci tecrubesini yasadim.
ölmemektir.

bugün yaşadığım olaydır aynı zamanda. 380 voltluk iki faz birbirine dokunup üstüme patladı. insan kızartması olmakla olmamak arasında bir saniyelik temas vardı.
yaşamayı daha çok severek hayata devam etmektir.
HAYATA BAMBASKA BIR GÖZLE BAKMAKTIR; en kücük seyler insani mutlu eder. Daha önce hic deger vermediginiz seyler, o kadar güzel geliyorki insana. her an hersey insani mutlu ediyor.
Tam da ışığa doğru giderken elektriklerin kaçmasıdır.
leblebi tozu yüzünden yaşadığım durumdur. az kaldı ölüyodum, azıcık kaldı.

(bkz: leblebi tozu almayınız)
Ölmeye çok yaklaşmak ama ölmemek.

Efendim bir yaz günü eğlenmek için dışarı çıkılır. Araba ile arkadaşlar toparlanır ve mekan yolu tutulur. Yol 2 şerit gidiş 2 şerit geliştir ve ortada bariyerler vardır.Yol 2 şerite çıktığı an önümdeki kamyonu sollamak için kafayı çıkardım kamyonu geçtim tekrar şeridime geçicem tam karşımda 2 tane araba farı belirdi hayatım gözlerimin önünden aktı gitti saniyelik refleks ile yırtmıştım. Arabadaki bayanlar ağlamaya başladı diğerleride kilitlendiler haklılar. Karşı yolda çalışma olduğu için bariyerleri kırıp tek şeridi bizim gidiş yoluna vermişler fakat ne bir işaret nede bir ışık var sabah aynı yerden geçerken şeridi belirlemek için yerlere taş parçaları koyduklarını gördüm. Böyle bir ülkede yaşıyoruz işte ne diyelim.