bugün

sözlük yazarlarının itirafları

(#14101142)

'' ne kadar gidersen git hep başladığın yere geri dönersin ''

keşke gerçek hayat da bu beylik laflarda ki kadar tekdüze ve kolay olsaydı diyorum bazen. halbuki hayat hiçte o kadar kolay ve basit anlaşılacak bi kavram değil. ben de gittim. çok gittim, kendi gücümü bile zorladım hatta. yazılana razı olmaktansa, kaderimi kendim yazmayı denedim ve aynı o sözde dediği gibi ne kadar gidersem gidiyim olduğum yere geri döndüm. tek fark şu an aynı yerde, farklı bi insan olarak bulunmam.

insan en yakınındakini görmezmiş herzaman. olay aslında çok basit. ufak bi deney bile olayı çözebiliyo. nasıl ki işaret parmağını karşına koyduğunda tam görürsün ama ne zaman ki gözlerine, iki kaşının ortasına, yaklaştırdığında önce görüntü karışıp bulanır ve en son artık hiç görünmez işte insan çevresindekilere karşı da aynen böyle. en yakınındakileri hiç farketmiyo. (deneyi yapmaya çalışmayın kendi kendinize konumuz bu değil)

tam olarak ne zaman farkettim onu, ne zaman sevmeye başladım , ne zaman bu kadar bağlandım bende tam olarak hatırlamıyorum. hatırladığım tek şey iki kaşımın arasına yaslı parmağım kadar yakın olduğumuzdu.

bu hayatta insanın prensibleri olması kadar kötü bişey olamaz. prensibler saçmadır, anlamasızdır. sizi sadece zora sokarlar. işe yaradıkları tek yer sizi sıkça hata yapmaktan korumalarıdır. bense hayatıma değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez prensibler koymuş bulunmaktayım.

2 yıllık dostum, arkadaşım belki benim bi dönem hayata tutunmamı sağlayan insan. o. eski sevgilimin en yakın arkadaşı!

her insan için son aşkı en farklı olandır en muhteşemidir. kişi hep öyle sanar. ama ilk kez sadece ve sadece sevmek beni bu kadar mutlu etti. karşılığında para üstü beklemeden.ilk defa reddedilmek beni hiç kırmadı. sonuna kadar hakettiğini bildiğimden. ''çünkü siz buna layıksınız'' diye bi reklam vardı ya çünkü o buna layıktı. tüm bu karşılıksız sevgime, toprağın altına gizlenen bir tohum gibi içime gömdüğüm bu sevdaya fazlasıyla layıktı.

ucuz bi gönlüm olmadı hiç bi zaman. yükte hafif pahada ağır oldu yüreğim. az kişi girip az zaman durdu belki hayatımda ama onları bile çok sevdim. ve işte son dönüşü kaçırdığımın üzerine epeyce zaman koyduktan sonra, işte o yavaş yavaş su sızan duvarlar artık ayakta kalamayacak hale geldikten sonra kendiliğinden yıkılıp altında kalmaktansa kendi ellerimle yıktım onları. günden güne yükselen bu duvarları. ve işte yine aynı yerdeyim. o entryi yazdığım yerde, aradan 5 ay geçtikten sonra. ne kadar gidersem gideyim başladığım yerdeyim.

bence mutluluk, aynı kapitalist sistemde ki para gibi,dünyada eşit biçimde dağılamaz. nasıl ki çok zenginlerin var olması gereken bu sistemde önce çok fakilerin olması gerekir. mutlulukta aynen böyle birilerinin mutlu olması için birilerinin mutsuz olması gerekir.işte ben başkalarının yerine, belki sizin yerinize, şu an mutsuz olanım. belki ilerde bende mutlu olurum diye.