türk kızlarının ilişkilerdeki taktikleri

30 yaşına da gelse kullanmaya devam ettikleri taktiklerdir.

bir kızla tanışılır. 30 yaşındadır. düşünülür ki bu olgun , liseli tribi atmaz.

derken kızın taktiği açığa çıkar.

taktik şudur:
adım 1: samimi ol.
adım 2: yeterince samimileşince bir anda mesafeli davran, uzaklaş. telefonları açma , doğru düzgün konuşma.
adım 3: ilk fırsatta bir anda küs , böylece "seni bir anda silerim " mesajını ver.
adım 4: özür dilemesini bekle... suçlu olmamasına rağmen özür dilettir ki özgüveni kırılsın. özür diledikten sonrada her zaman o na yukarıdan bakabilecek , ilişkinin kontrolünü %100 ele geçirecek. kısacası burnuna halkayı takıp öküz gibi dolaştırabileceksin.
adım 5:.... geçmeden önce özür dilemeli!

işte bu noktada o stratejisini aldım başına geçirdim. özür mözür dilemedim 1 ay. tek kelime bile etmedim haftada 12-13 saat aynı sınıfta dershanede olmamıza rağmen.

nihayetinde götüm götüm geldi ve dedi ki "...barışalımmı artık...rahatsız oluyorum böyle küs küs durmaktan... sen hatalısın..."
bak hala sen hatalısın diyor? hem diyor ki senin ne düşündüğün , duyguların falan umrumda değil parmağımı şıklatır bir anda küserim parmağımı şıklatır barışırım senin ne düşündüğün önemli değil kararları ben veririm. hemde diyor ki sen hatalısın... al sana hata!
kendi küsüp sonrada "böyle konuşmamaktan rahatsız oluyorum..." demesindeki çelişkiyide bir tarafa bırakıyorum.

1 ay boyunca tek kelime etmedim. kendisi götüm götüm geldi ve en az 5 cümlelik bir barışma konferansı verdi. resmen kekeliyordu heyecandan. belli ki daha önceden çalışmıştı buna. tek kelime ile cevap verdim. "almayayım" o anda göt gibi kaldı ezik. kekeleme nin dibine vurdu. şu anda aramızdaki soğuk savaşın galibi benim. evet soğuk savaşta olsa aramızda bir ilişki var ve artık kimin patron olduğunu çok iyi biliyor. gelip götüm götüm özür dileyene kadar kendisini adam yerine koymuyorum. tıpış tıpış gelicek.

neyse işin özeti şudur. bunların otoriteyi ele geçirmelerine izin vermeyin. verdinizmi bir tarafınıza girer. açıkça diyorum bunu.