bugün

abd nin lozan antlaşmasını tanımaması

türkiye'yi bekleyen sinsi tehlikelerden biridir.

lozan müzakereleri ve lozan antlaşması'na gözlemci ülke sıfatıyla iştirak eden amerika, cumhuriyetin ilk yıllarında türkiye'yi tanımış olmasına ve türkiye ile ikili antlaşmalar imzalamasına rağmen, türkiye'nin tapu senedi olan lozan antlaşması'nı ve maddelerini tanımamaktadır ve hatta lozan antlaşması amerikan senatosunda reddedilmiştir.

neden?
ilk bakışta bu nedenin altında yatan sebep kolayca anlaşılabilir.
"ermeni lobisi..."

lakin işin aslı birinci dünya savaşı sonunda abd başkanı olan wilson'ın yayımladığı ilkelerdir.
(bkz: wilson ilkeleri)
bu wilson ilkelerine istinaden "her ulusun kendi kaderini tayin hakkı" vardır, ve bu durum abd senatosunda ve kongresinde kabul edilip tescillenmiştir.
filhakika bu saçmalık yığını prensipler o dönem osmanlı coğrafyasında da taraftar bulmuştu.
(bkz: wilson prensipleri cemiyeti)

lozan antlaşması 19 ocak 1927'de abd senatosuna gelmiş ve "ermenilere yurt sağlamadığı" mesnediyle, yani bu wilson ilkelerine aykırı olduğundan dolayı reddedilmiştir...
abd senatosu'nun konuyla ilgili kararı ve komisyon tutanakları arşivlerde mevcuttur.
(abd federal belge arşivi, belge no:26, seri:1923-24)

dost ve müttefik(!) abd'nin türkiye cumhuriyeti misakı milli kararını tehdit eden bu belgesi türkiye'de bazı sol tandanslı yayınlarda yayımlanmış lakin "çalıyor ama namaz kılıyor" zihniyetindeki koyun halkımızın nedense pek ilgisini çekmemiştir...

pek tabii amerikan götü yalayıcıları bu antlaşmanın kabul edilmemesini önemsemeyebilir, ilerleyen yıllarda abd ile imzalanan diğer antlaşmaları örnekleyerek "güvende" olduğumuzu savunabilirler.

lakin bugün dörtbir yanımızı sarmış olan abd, yarın bir gün wilson prensiplerine dayanarak ve lozan antlaşmasını tanımadığı belgesi ile türkiye'de yaşayan kürtler için wilson prensipleri'nin işletilmesini talep edebilir ve hatta türkiye'ye bu mesnet ile haklı olarak savaş açabilir.
tüm dünya, bm, ab, nato vesaire kurumlar da bu haklılığı tescil eder ve türkiye abd tarafından uluslararası hukuka uygun bir şekilde işgal edilebilir.
(bkz: akp nin gerçek hedefi bop ve 2015/#11154566)

bu durumda yapmamız gereken nedir?
dik durmak, dışişleri vasıtasıyla abd'ye ultimatom verip lozan antlaşması ve misakı milli hudutlarımızı tanımasını sağlamak...
ama türkiye'de öyle bir dışişleri ve öyle bir siyasi irade var mı?
her 24 nisan'da "obama soykırım diyecek mi demeyecek mi" diye bekleyip, abd başkanı'nın "soykırım" ifadesi yerine "büyük felaket" tanımlamasına sevinip göbek atan bir siyasi irade ile asla...

bunu da tarihe not düşüyorum, ileride başımıza gelen felaketlerde "protest sanayici bizi neden uyarmadın" diyemeyesiniz diye...içim rahat en azından.
ya kendimize geleceğiz, ya da yok olup gideceğiz...

saygılar sevgili uludağ sözlük ergenleri.

not: yazı uzun geldiyse am göt meme başlıklarına yönlenmekte serbestsiniz...
güncel Önemli Başlıklar