bugün

sözde ermeni soykırımı

erzurum 2 nci ermeni-rus kale topçu alay komutanı
yarbay tverdohlebof

--spoiler--
ermeni birlik komutanları, askeri birlik temsilcileri, oldukça
hassasiyet göstererek bütün halkın onurunun ermeni ayak takımından
az sayıdaki uğursuzun yaptıklarıyla ilişkilendirilemeyeceğini, bu ayak
takımının türklerden eski zorbalıklarının intikamını almaya
çalıştıklarını, fakat aydın kesimin tüm gücüyle buna müsaade
etmemeye gayret gösterdiğini içeren itirazlarını dile getirdiler. en
sonunda kendileri de, ermeniler arasında, başıboş ermenilerin kanun
dışı hareketleriyle kararlı ve kapsamlı mücadele yöntemlerini
uygulamaya geçirme kararlarını dile getirdiler.

bundan bir süre sonra ermenilerin türklere yaptıkları erzincan
katliamına dair haberler geldi. bu vahşetin ayrıntılarını ordu
komutanım general odişelidze’den öğrendim.
bu olay şöyle gerçekleşmiş. katliam bir doktor ve müteahhit
tarafından organize edilmiş. yani her hâlükârda ayak takımından birisi
tarafından yönetilmemiş. bu katliamı düzenleyenlerin soyadlarını tam
olarak hatırlayamadığımdan onların isimlerini yazamıyorum. 800’den
fazla silahsız sivil öldürülmüş. öldürülenler kendilerini korumak için
karşı koyarlarken yalnızca bir ermeni ölmüş. i̇nsanları koyun gibi
kesmişler. tutsak edip ölüme mahkum ettikleri insanlara kendi
elleriyle büyük çukurlar açtırmışlar. bu çukurların başına insanları
gruplar hâlinde götürmüşler ve hayvan boğazlar gibi kestikten sonra
çukurlara doldurmuşlar. çukur başındaki bir ermeni arsız arsız
çukurdaki cesetleri sayarak “burası 80 kişi mi oldu? bir on kişi daha
alır! bir on daha kes!” deyince, on kişi daha kesip çukura atmışlar ve
üstünü toprakla kapatmışlar.
bu ermeni müteahhit, sırf eğlence olsun diye bir binadan
türklerin teker teker çıkmalarını emretmiş. dışarı çıkanların kafalarını
keserek, böylece yaklaşık 80 kadar insanı katletmiş
--spoiler--

ılıca da cereyan eden olaylara dair:

--spoiler--
katliamdan üç hafta kadar sonra ilıca’ya giden yarbay gryaznov
26 şubatta döndüğünde, bana, orada şöyle bir tabloyla karşılaştığını
anlatmıştı: “köylere giden yollarda ve sokaklarda parçalanmış cesetler
öylece yatıyor. önden giden her ermeni, mutlaka gördüğü cesede
tükürüyor ve küfrediyordu. yaklaşık olarak 12-15 sajen kare (yaklaşık
55-70 metre kare) alandaki bir cami avlusunda 1.5 m yüksekliğinde,
öldürülmüş türk - ihtiyar, erkek, kadın ve çocuk- cesetleriyle dolup
taşmıştı. kadın cesetleri tecavüz izleri taşıyordu. bazılarının cinsel
organlarına tüfek fişeği sokulmuştu.”
yarbay gryaznov, müfrezede bulunan iki ermeni kursiyer kızı
camiye çağırmış. bu kızlar, müfrezede telefoncu olarak çalışıyorlarmış.
onlara ermenilerin neler yaptıklarına iyice bakmalarını söylemiş. bu
kızların neşeyle kahkahalar atmaya başlamaları, yarbay gryaznov’un
çok garibine gitmiş.
yarbay hiddetle öfkesini ve bununla birlikte duyduğu infiali
onlara ifade etmiş. ermenilerin muhtemelen insan soyunun en
aşağılık, en vahşi ırkı olduğunu, hepsinin, hatta yüksek eğitim görmüş
kadınlarının, kızlarının bile yaşlı, muharip, ölüm dahil çok şey görmüş
geçirmiş bir subayın kanını donduracak bir görüntü karşısında,
neşeyle nasıl gülebildiklerini söylemiş. ermeni kızlar, sinirlerinin
gevşemesinden dolayı güldüklerini söylemişler. böyle bir izaha yarbay
ikna olmamış.
ermenilerin alaca’da yaptıkları vahşeti, alaca lojistik destek
komutanlığı müteahhidi, 27 şubatta gördüğü manzarayı bana şöyle
anlattı. ermeniler canlı bir türk kadınını duvarın önünde çarmıha
germişler. göğsünü yarıp kalbini çıkarıp başının üstüne çivilemişler.
--spoiler--