bugün

assassin s creed 2

bundan 1 hafta önce evden satin almak icin yola ciktigim oyun. 1. oyunu henuz bitirmisken can sakintisina dayanamayip hem de gezinti olsun diyerek attim kendimi sokaga. bendeki de nasil bir cenabetlikse berlin'de iki tane saturn bir tane de media markt dolastim. tam oyunumu bulmusum kasaya gidiyorum. oyunun 16 yas siniri varmis. kimlik istediler. 20 yasina gelmisim, annem evde kaldim diye dert yaniyor, adamlar benden kimlik istiyor. tabi bu durum beklenmedik. benim de kimlik yok yanimda. belki diyorum alman kasiyer akbil'i yer. soruyorum gecer mi diye. gecmezmis. sinirden köpürmek üzereyim. bir de basindan savmak ister gibi kahpe hatun firlatiyor kutsal oyunumu kasanin altina. icim gitti be sözlük ahalisi. neyse ciktim dükkanin önüne tam eve gidicem ulan diyorum sikerim böyle askin izdirabini alacagim lan bu oyunu!! yoldan gecen bir cift var o anda. adama kimliginin yaninda olup olmadigini soruyorum. adam gonullu gibi de yanindaki yelloz kari herhalde nikahi falan basicam sandi adami cekistirip duruyor. kariya kil kapip "neyse sizin aceleniz var sanirim" diyip vazgeciyorum. aklima daha iyisi geliyor. tekrar giriyorum dükkana. cikiyorum oyun bölümüne. oyuncunun halinden oyuncu anlar. bahaneyle yakisikli bir yigidoya yavsarim hem umutlariyla tekrar geziniyorum reyonlarin arasinda. oyunu ikinci kez bulduktan sonra bakiniyorum etrafa. o an orada bir tek benim yaslarimda oldugunu tahmin ettigim nur yüzlü bir kiz cocugu. neyse diyorum yigit delikanliyi brotherhood'a saklayayim. su an oyunu almaktan daha baska bir arzum yok. yanasiyorum kiza. he diyor. olur diyor. aliyor oyunumu. simdi mutlu mesut bir yandan dondurma yalayip ,bir yandan entry giren ,bir yandan bademcik ameliyati yuzunden aldigi 1 haftalik izninin nasil ezio ile birlikte mina koyacaginin hayalini kuran bir kiz cocugu var bu ekranin diger tarafinda. oyunu bitireyim tekrar dönücem ben size