bugün
- anın görüntüsü18
- özge özacar'ın memeleri11
- thusneldaa11
- ups boobss nickli yazar20
- diamond tema33
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd11
- true bir martı olsa olacaklar8
- saraca silsüpüroğlu9
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var23
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba12
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler8
- özgür özel13
- abber'ın ruh hastası olması26
- babalar günü17
- kitap okuyan erkek10
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi9
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi14
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- gideon reid morgan jj25
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları12
- ismeti yazar yapan moderatör13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler9
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
yaklaşık 2.900.000 kişiydik. o sabah diğerlerinden çok farklıydı. gece kimse uyuyamamıştı. gözlerde korku vardı, öfke ve nefrette vardı. nizami bir şekilde beklemedeydik. beklediğimiz yer düz bir araziydi. yağmur başlamış yerler hafif çamurumsu bir hal almıştı. sol tarafımda çelimsiz, formsuz ve çokça çekingen biri vardı.
kimse konuşmuyordu. tek bir çıtırtı yoktu. dinlesem yan tarafımdaki çocuğun kalp atışlarını duyabilirdim adeta. ardından rap! rap! rap! diye nizami sesler duymaya başladık. ya deprem oluyordu, yada binlerce fil uygun adım bize doğru yaklaşıyordu. aslında 2 seçenekte kaderimizde olabilecek olanın en iyisiydi. çünkü yaklaşanın ne olduğunu herkes biliyordu. kafamı yere doğru eğip ayağımın ucuna baktım. taşlar sesle birlikte zıplıyorlardı. aniden ses kesildi. safların önünde o güne kadar bizi eğiten insanlar belirdi. yüksek bir sesle konuşmaya başladılar, bize seslenen kişi: '' bu günün geleceğini biliyorduk. evet çok zor bir dönemdeyiz. bu güne kadar onlarca yıllık deneyiminiz var. bir çoğunuz şafağı göremeyecek. evet. elinizden gelenin en iyisini yapın. sizlere güvenim sonsuzdur!'' dedi ve saflara girerek arka taraflara doğru ilerledi. bu çıldırtan sessizliğin nasıl bozulacağını merak ederken bir anda tüğleri diken diken eden hiç bir insan yapımı çalgıya ait olamayacak borulardan 'ouuu ou ou ouuuuu' diye sesler duyduk. ses tahminimce 5-6km kadar uzaktan gelmekteydi ama iliklerimde hissettim o sesi. yer çok daha şiddetli bir şekilde titremeye başladı. nizami değildi artık o ayak sesleri. yanımdaki çocuk yavaşça geriye doğru bir adım attı. elimle sırtına dokundum ve yanıma, safına geri hizzaladım. gözlerine umut verici bir gülümsemeyle baktım. gözlerimin içine bakarak yutkundu ve dümdüz ileri bakmaya başladı. geliyorlardı. acımasız, vakitsiz ve vahşice...
rakilibaradak'ın ''vize dönemi'' adlı eserinden alınmıştır.
kimse konuşmuyordu. tek bir çıtırtı yoktu. dinlesem yan tarafımdaki çocuğun kalp atışlarını duyabilirdim adeta. ardından rap! rap! rap! diye nizami sesler duymaya başladık. ya deprem oluyordu, yada binlerce fil uygun adım bize doğru yaklaşıyordu. aslında 2 seçenekte kaderimizde olabilecek olanın en iyisiydi. çünkü yaklaşanın ne olduğunu herkes biliyordu. kafamı yere doğru eğip ayağımın ucuna baktım. taşlar sesle birlikte zıplıyorlardı. aniden ses kesildi. safların önünde o güne kadar bizi eğiten insanlar belirdi. yüksek bir sesle konuşmaya başladılar, bize seslenen kişi: '' bu günün geleceğini biliyorduk. evet çok zor bir dönemdeyiz. bu güne kadar onlarca yıllık deneyiminiz var. bir çoğunuz şafağı göremeyecek. evet. elinizden gelenin en iyisini yapın. sizlere güvenim sonsuzdur!'' dedi ve saflara girerek arka taraflara doğru ilerledi. bu çıldırtan sessizliğin nasıl bozulacağını merak ederken bir anda tüğleri diken diken eden hiç bir insan yapımı çalgıya ait olamayacak borulardan 'ouuu ou ou ouuuuu' diye sesler duyduk. ses tahminimce 5-6km kadar uzaktan gelmekteydi ama iliklerimde hissettim o sesi. yer çok daha şiddetli bir şekilde titremeye başladı. nizami değildi artık o ayak sesleri. yanımdaki çocuk yavaşça geriye doğru bir adım attı. elimle sırtına dokundum ve yanıma, safına geri hizzaladım. gözlerine umut verici bir gülümsemeyle baktım. gözlerimin içine bakarak yutkundu ve dümdüz ileri bakmaya başladı. geliyorlardı. acımasız, vakitsiz ve vahşice...
rakilibaradak'ın ''vize dönemi'' adlı eserinden alınmıştır.
güncel Önemli Başlıklar