bugün

umutsuzluk

ateş nasıl yakar
dokunduğunu..
eritir..
kavurur..

bazen
soluk alıp verdikçe
derinlerde birşey
yanar öyle..
kalp erir..

gözyaşları
değmeden tene,
buharlaşır
başladığı yerde..

dil tutulur
harfler küskün.
sesler..
değildir artık duyduğun
belki kulağa çarpan
mırıldayan bir rüzgar..

ateş nasıl yakar
dokunduğunu
öyle yanar için.
için için..

ne ezan sesi
ne çocuk yüzü
umut;
bundan böyle
dirilmeyecek bir ölü..