bugün

almanca bilmek

bır zamanlar zorunlu seçmeli ders * * olarak anadolu lisesi'nde verilmekte olan bir ders idi almanca. gelen hocalar özenle seçilmiş , dandrik ötesi ve öğretmenlikle hiçbir alakası olmayan hocalardır. hatırlıyorum da , devamlı değişen bu hocalardan bir tanesi ''ziraat mühendisi'' idi. evet! mühendisti! peki anadolu lisesi'nde ne işi vardı?
düz mantıklı idareciler tarafından geliştirilmiş basit çözüm sonucu bir anda öğretmen olmuştu. peki nasıl?
bir süreliğine almanya'da bulunmuş kendisi. ailesi oradaymış vs...

bu kişiler bize bir şeyler anlattı işte yıllarca. bunu bir anı olarak değil , acı bir gerçek olarak anlatıyorum. eminim diğer okullarda da benzer durumlar yaşanmıştır...

peki ya sonuç?
bizler , yani zorunlu seçmeli ders öğrencileri , bir şeyler öğrenebildik mi?
doğal olarak hayır.
aklında ne kaldı dersen de ,
ich bin vıdı vıdı ve was ist das? dan başka bir tek şey kalmış, o da nerden kalmış anlamadım. halen de gülerim...

kalan tek cümle:
gehen sie geradeaus --- adres tarif ederken ''düz gidiniz'' anlamında kullanılıyordu. derste çok mu kastırmış hoca ne? hatırlamıyorum * *

işte almanca bilip de bilmemek böyle bir şey olsa gerek...