bugün

türk halkının stockholm sendromuna uğraması

stockholm sendromu:23 ağustos 1973 günü, kara gözlüklü ve siyah peruklu bir adamın isveçin başkenti stockholmde kreditbanken adlı bankaya girip sağa sola ateş ederek parti başladı! diye bağırmıştı. bu kişiye daha sonra bir arkadaşı katıldı. soyguncular, bankanın etrafı polis tarafından kuşatılınca, bankada bulunan dört görevliyi rehin aldılar ve polise direnmeye başladılar.

131 saatin sonunda yapılan polis operasyonu sırasında herkesi şaşırtan bir olay yaşandı. rehineler de soyguncularla birlikte polise karşı koyuyorlardı. dahası, dava sürecinde soyguncular adına tanıklık yapmayı reddettiler, hatta aralarında para toplayıp savunmalarına yardımcı oldular. olanları yargılamak yerine anlamaya çalışanların çabası sonucu bu durum, literatüre stockholm sendromu diye geçti.

en çok rehineler, savaş esirleri, tarikat üyeleri, cinsel tacize maruz kalan çocuklar, pazarlanan hayat kadınları ve aile içi şiddet mağdurlarında görülen stockholm sendromunun nedeni insanoğlunun hayatta kalma içgüdüsüydü.
sendrom şöyle gelişiyordu: dış dünyadan tamamen soyutlanmış durumdaki kurban, kendisine baskı yapan kişinin şiddet eğilimlerini fark ediyor, onun kendisini öldürebileceğini hissediyor, ölüm korkusu arttıkça, hayatta kalma isteği de artıyordu.

baskıcının karşısında giderek acizleşen kurban, onun en küçük iyiliğini bile gözünde büyütüyor ve minnet duygusuyla doluyordu. bir süre sonra kendini baskıcının yerine koyup, olayları onun gözünden görmeye, yaptıklarına hak vermeye başlıyordu. kurban, bir süre sonra sahip olduğu tek olumlu ilişkisinin baskıcı ile arasında ilişki olduğunu düşünerek bu ilişkiyi kaybetmemek için elinden geleni yapıyordu.

tanıdık geldi mi?