bugün

hrant dink in ayakkabıları

beni sabah vakti vurmuş ve utanca boğmuş ayakkabılardır.

30 yaşına gelip bir baltaya sap olamamış ipsiz sapsızın, 'agopun dölünü vurdular hihoha' şeklinde sevinç naraları atmasını yadırgamıyorum aslında. veya dünyadan bir ermeni eksildiği için kıçına kına yakabilecek kapasitede olan esnaf haracı yiyen, barlarda sabahlayan fason milliyetçiyi. bir insanın ölümü ve fikir özgürlüğü denilen olguya vurulan darbeyi o beyinlere anlatabilme lüksü yok ne yazıkki...

bir insanın, heleki bir gazetecinin,fikir üreten, fikir savunan, iyi veya kötü yol gösterme misyonunda olan bir kişinin, fikirleri uğruna bir tıfıl tarafından arkasından vurulmasını yadırgıyorum. ölümün en şerefsizini, öldürmenin en şerefsizini kahpece yaşattıklarını ve bunu savunanları yadırgıyorum. hayatı sadece nefes alıp vermek sanan, ama aslolanın fikirler ve ideolojilerin ve bunların ölmeyeceğini kabullenememelerini yadırgıyorum. kişilerin sıfatlarından önce, öznesini ön plana alarak 'insandır sonuçta, Allah taksiratını affetsin' dememelerini yadırgıyorum. sonrada bu insanların çıkıpta ben müslümanım, Allah'ın verdiği canı allah alır nutukları atmasını yadırgıyorum.

utanılması gereken, cenaze töreninde arkada kalan yetim ve dulun yüzüne bakıp, 'başınız sağolsun' demek değildir. bu ülkede otel köşesinde overdose' dan ölen müptelaya bile 'şehit' muamelesi yapılıp, tabutuna bayrak sardırırken, tabutuna türk bayrağı sarılsınmı polemiği yapmakta değildir. utanılması gereken o bir çift altı delik ayakkabıdır. o bir çift altı delik ayakkabı, bu ülkedeki fikir özgürlüğünün ve düşüncelerin değeridir.