bugün

babaanne

BABAANNE
Hüzün tomurcuğu oldu yüreğim çelişkilerim kendinden aciz, dönülesi yolların esrarengiz bilinmezinde hangi yöne dönsem çıkmaz sokak. Aldanır yüreğim yüreklerin yürekliliğinde, yalnızlığın soğutan hissi kaç yıla kaç mevsime sığar, isyan kendine başkaldırır kendinden bezdirir yinede bir umuttur yarına öğretilen öğretilerde kalan. Bugünlerin hüznünü süzsem azalır mı içimdeki burukluk değişir mi bu buhranlar de bana.
Ben boşuna mı katlandım bunca acıya bunca yaşanmışlıklara,yüreğimden süzülüp gidiyor değer verdiğim şeyler, sabahlar ayazına çekiyor ama insanların ayazından sıcak yinede, donuk bedenden zarar gelmese de donuk ruhlardan gelirmiş anladım.Tesbih tadını aratıyor akşamlar içime sinmiyor maneviyatın güzelliği, hissimi bir başkasına vereli kendim kendini bulamıyor. Yokluğun kaygısı mı bu.
Şartsız yaşanan olguların içimi acıtısı nedenlerle mi olmalıydı, acıtmalımıydım içimi acıtanın içini,belalar mı savurmalıydım iki dakika rahatlama için. nedenler mi bulmalıydım nedensiz cevaplar almak için de bana.
Senin kanatlarının altında sakladığın sakındığın, yüreğime akıttığın o duyguların bu kadar çabuk yok olmasına göz mü yumayım.
Hasretlerim çoğalıyor, eskilerin tadı yok artık. bildiğimiz gülen gözler, sıcak bakışlarda.Karayağız yalnızlıkları yaşıyor insanlar, kim kime yansısa yok ediyor tümlükleri.
Sandık kokusu sarardı odaları her çeyizini açtığında ve en derinlerde kefen dururdu ne çok korkardım ölümden, ne çok. ölüm ayrılıkları getirirdi ,ölüm sevdiklerin gitmesiydi ve sen gittin, doğruladın düşündüklerimi, ayrılığın ağır tadında sensizliği yaşamanın, zamana sığan olgularda,geçmişte ki anlatılarının derin bakışında gördüm ki, ölümü ölüm yapan ölü ruhlarımızın kabullenmeyişiymiş…Her olasılığa hazır olmanın nedenleri gibi.
Hüznümü soyunsam da ,üşüdü bir kere yüreğim.

Artık deniz mavisi gibi engin sevmeyecek bu deli adam, ve inanmayacak sahte sevdayı anlatan anlatımlara. bir bakışın yansıttığı aşkın sahteliğine de inanmayacak.
Tomurcuklar huzurdan yana olsun artık.